Bugün, 16 Nisan 2024 Salı

Muzaffer GÜNAY


DİNİ ASLİ İSTİKAMETİNDE YAŞAMAK  GEREKİR

DİNİ ASLİ İSTİKAMETİNDE YAŞAMAK  GEREKİR


                                              

                Kur’an’ın  ifadesi ile Sırat-ı Müstakim .. Yani  Dosdoğru istikamet. Gayri yollar batıla gider. Bakara Suresi’nin  2.ayetinin meali şöyledir:

                “ O (Kur’an) kendisinden  asla şüphe edilmeyen  kitaptır.”

                Bir başka ayetin meali:

                “ ( Ya Muhammed!) Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” ( Hud Suresi, 112. ayet). Bu ayet-i kerime için Peygamber Efendimizin şu sözü ne kadar da düşündürücüdür: “ Bu ayet, saçlarımı ağarttı.”

                İslam, her şeyden önce, doğruluk dinidir. Söz ve işte doğru olmak, her müminin ana gayesi olmalıdır. Yalan ve hile yasaklanmıştır.  Hadis: “ Bir kimse yalan söyleye söyleye yalancılardan olur. Her yalancının yeri ise cehennemdir.”  Bilhassa mahkemede  yalan söylemek , büyük günahlardandır ve bu tam da istikametten sapmadır.

                Niyet doğru ve temiz olursa, ameller de doğru , halis ve makbul olur. “ Ameller niyetlere göredir.”  Bu hadisi bir an bile ihmal etmemek lazımdır. Gaflet hali günahların işlenmesine sebep olur. Kalben daima  uyanık olmak, ebedi  huzur için elzemdir.

                Kur’an ve sünnet  çizgisini iyi bilip öğrenen , hidayetten nasibini alır. El verir ki , uygulamada yani hayata geçirmekte ihmal gösterilmesin.

                Din doğru kaynaklardan öğrenilmelidir. Bunun yolu da ancak Kur’an ve Sünnetti yeteri kadar bilip öğrenmekten  geçer: Bir takım kaynaklar yanlış ve yalan bilgileri içerir ki bu hususta da gayet dikkatli olmamak dinin layık olduğu biçimde yaşanmasına  ket vurur. Anlamadığımızı  bilene yani ehline sorarak öğrenmeliyiz. Tahkik , araştırma yapmak  her Müslüman’ın üzerine farzdır. Her önüne gelenden din hakkında bilgi almanın faydasından çok zararı vardır.

                Bu meyanda  ilmi ile amil olanlara baş vurmak, işin tek çıkar yoludur. Başka yollar çıkmaza götürür. Ne demek ilmi ile amil olmak? Sırat-ı Müstakim üzere yaşamak demektir. Bu bağlamda elbette alimlere de büyük bir sorumluluk düşer. Dini yaşamayan alimlere asla güvenilmemelidir. Çünkü, sözüne güven olmaz. Böylelerine Kur’an münafık sıfatını layık görmektedir. Yani içi başka, dışı başka. Özü ile sözü birbirine zıt…

                “  İlim öğrenmek kadın , erkek bütün Müslümanlara farzdır.” Buyurur Yüce Peygamberimiz. “Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz.” Hadisi de keza bu meyandadır.

                Dünya işleri için durmadan koşturan insan, ebedi hayatını  kazanmak hususunda nedense tembellik göstermektedir. Oysa, bu dünya geçicidir. Hesap vermek için öbür dünyayı bir an dahi ihmal etmemek akıllı müminin şiarıdır.

                Nefsin iğvalarından ve şeytanın saptırmalarından uzak durmak, Cenneti  kazanmak için çok çok önemlidir. Din, dosdoğru inanmak ve yaşamaktır. 07.01.2020