Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Muzaffer GÜNAY


  OSMANLI ZAMANINDA OKURYAZARLIK ORANI

  OSMANLI ZAMANINDA OKURYAZARLIK ORANI


                                                        

                Osmanlı döneminde okuryazarlık oranı  ne durumda idi acaba ? İdeolojik  bakışla değil de tarafsız olarak değerlendirme yapıldığı takdirde ancak hakiki tablo görülebilir. Yüceltici veya kötüleyici bakışla, işin gerçeğini anlamak , görmek mümkün olmaz.

                Merhum Tarhiçi Kemal Karpat’ın, “Osmanlı’da Nüfus “ adlı kitabında yer alan bilgilere göre, 1894 yılında okula giden öğrenciler ortalama olarak  yüzde 15,20 civarındadır. Görüldüğü üzere son derece düşük .

                Tabii bu tablo, Müslümanlar açısından böyle.

                Hıristiyanlarda ise oran çok daha  fazla. Bu azim fark, hıristiyan ahalinin daha zengin ve daha eğitimli olduğunun da bir göstergesidir.

                Osmanlı son döneminin hakiki aydınlarından biri olan Namık Kemal’in 27 Temmuz 1860  günlü Hürriyet gazetesinde yayınlanan  ‘Türkistan’nın  esbab-ı tedennisi’ başlıklı makalesi bu bağlamda sahici veri özelliğindedir. Türkistan’da yani Osmanlı’da geri kalma sebepleri üzerine şöyle bir değerlendirme yapmıştır:

                “ Millet-i İslamiye’nin yüzde 2’si okur çıkmaz, diğer milletlerin yüzde 20’si okuryazar bulunur. Diğer milletler dediği Rumlar ve Ermenilerdir”. Devamında  şöyle der:

                “ Onların içinde on yaşında çocuk az bulunur ki okuma yazma bilmesin ve gazete okuyamasın. Bizimkilerin içinde  on beş yaşında nadir bulunur ki, Türkçe iki satır bir tezkere yazabilsin.”

                Sultan Abdül Hamit bu durumun farkında idi. Bu meyanda çok ciddi hamleler yaparak  oranın yüzde on’a çıkmasını sağlamıştır.

                PEKİ  NEDEN BÖYLE İDİ?

                Müslümanların eğitim düzeyinin anormal derecede düşük olmasının en temel sebebi  gneç nüfusun sürekli cephelerde bulunması ve Müslüman ahalinin bir çok alanda olduğu gibi ekonomik olarak da geri kalmış olmasıdır.

                Müslümanlar, büyük oranda  köylü idiler. İmparatorluk,Müslümanların sırtında ağır bir yüke dönüşmüştü.

                Oysa, gayri müslim ahali müreffehti, ekomoni ve ticaret hayatında önde idi.  Büyük kesim, şehirlerde yaşmaktaydı.

                18.asırdan itibaren toprak sistemi  bozulmuş, ayanlar halkın emeğini  vermez olmuştu. Bu işin bir başak yönü ama kötü gidişattaki payı büyük olmuştur.

                Elbette  eğitim-öğretim ve  üretim bir milletin payidar olmasında  olmazsa olmazlardandır. Her yerde ve her zaman böyledir.  
                Not: Taha Akyol’un Osmanlı’da  Okuryazarlık ve Harf Devrimi konulu köşe yazısından istifade edilebilir. ( Karar G. 12.11.2019)