İlginç bir proje gerçekten . Ulubey Lisesi’nden sevgili öğrencim ve bu okulda öğretmenlik yapan Alparslan Çalışkan’ın üç öğrencisi ile birlikte yöreye uyumladığı bir oyun : MANGALA. Muhtemelen siz değerli okurlarım da bu satırları okurken duymuş olmalısınız bu oyunu.
Ömrümde ilk defa duyduğum Mangala oyunun tarihi Hunlar’a ve Göktürkler’e kadar inen uzak bir geçmişe sahip. Bana verilen bilgiler kısaca şöyle:
“Mangala oyunu; iki kişi arasında oynanan basit bir taş oyunu gibi gözükse de matematiksel düşünme gerektiren bir zeka ve strateji oyunudur. Kurallarının basit oluşu her ortamda ve herkes tarafından oynanabilir olmasını sağlamaktadır. Tarihi araştırmalar, bu oyunun eski Türk kavimlerinden Hunlar ve Göktürkler döneminde bile oynandığını ortaya koymuştur. Tarih arşivlerinde eski bir Türk oyunu olarak geçmektedir. Türkiye’de geçmişten gelen bu geleneksel değerimize sahip çıkmak ve dünya çapında oynanmasını sağlamak için ülkemizde Mangala Federasyonu kurulmuştur. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk zeka ve strateji oyunu olan Mangala’nın Anadolu kültürünün köklü bir başlığı olduğunu , oyunun genç kuşaklara tanıtılmasının ve yaygınlaştırılmasının yararlı olacağı bildirilmiştir.
Ulubey Lisesi olarak bizlerde bu oyunu tanıtarak yayılmasını ve teknoloji çağında biz gençlerin, teknolojinin esaretinden kurtularak bu sayede sosyalleşmemize katkıda bulunmasını görev bilerek bu projeyi gerçekleştirdik.”
Tarih öğretmeni Alparslan Çalışkan’ın proje ve gerçekleştirilmesi için görev verdiği üç öğrencinin (12.sınıftan Hatice Birsen Şenel , 10.sınıftan Mehmet Yiğit Yeşilyurt ve Tülin Yılmaz) yöreye uyumladıkları oyunu nasıl hazırladıklarını ve nasıl oynandığını ise bana verilen notlardan aktarmam sanırım oldukça yararlı olacaktır:
“ Tarih öğretmenimiz Alparslan Çalışkan ile düşünüp geliştirdiğimiz Mangala oyununu yöremize ait nesnelerle yeniden şekillendirdik. Mangala oyunu bildiğimiz üzere Türkler’in strateji oyunudur. Orta Asya Türkleri’nin taşları ve toprağı oyarak oynadığı bir oyundur. Biz bu oyunu yöremizin simgesi olan ve fındık filiz çubukları ile yeniden şekillendirdik. Işkın çubuklarını birleştirerek oyunumuzun yuvalarını oluşturduk. Oyunumuzda altı yuva bulunuyor Ve her bir yuvada dörder taş var. Köşelerde de, taşlarımızı birleştirip biriktirmek için birer yuvamız daha var. Karşılıklı hamlelerle köşe yuvalarda en çok taşı biriktiren oyunu kazanıyor. Oyunumuz bu şekilde oynanıyor.”
Öğrenciler projenin amacını şöyle anlattılar:
“ Projemizin amacı, dönemimizde olumsuz sosyalleşmeyi azaltan telefon bilgisayarı kullanımın asgariye indirmektir. Bu oyunu oynayarak stratejimizi ,düşünmemizi , sabrı, başladığımız işimizi bitirmemizi ve karşımızdaki insanlarla konuşmayı sağlamaktır. Ailemizle akşam otururken televizyon izlemek değil de Türkler’in oyunu olan Mangalayı oynayarak ailemizle zaman geçirmeyi amaçlıyoruz.”
Böylesine özgün bir çalışmanın öncüsü olan değerli meslektaşım Alparslan Çalışkan ve öğrencilerini tebrik ederim..
Bu oyunun diğer okullarda tanıtılması güzel , güzel olduğu kadar gerekli ve anlamlı olur diyerek nokta koyalım. 3 .12.2019