Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Kemal MENCELOĞLU


BÜTÜN HESAPLAR TÜRK’ÜN ÜSTÜNE

BÜTÜN HESAPLAR TÜRK’ÜN ÜSTÜNE




Bülbülün türküsü gülün üstüne,
Yağmurun türküsü çölün üstüne,
Dünya zalimleri birlik etmişler,
Hepsinin hesabı Türk’ün üstüne.

    Tilkinin hesabında tavuk, dervişin hesabında kavuk vardır. Bugün dünyada herkesin bir hesabı, kitabı var. Kişilerin, toplumların, devletlerin ve milletlerin. Herkesin herkes için bir planı var ama bizim için olan planlar hiç hoş değil. Gerçekçi, hakkaniyetli ve adaletli hesaplar hep başkalarının üzerine...
    Dünyanın en kıymetli arsasına mekan kuran, kem gözle bakanlara hesap soran Türk Milleti -ne yazık ki-kimseye yaranamıyor. Ne İsa’ya ne Musa’ya; ne doğuya ne batıya hesabı. “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” cümlesini hamaset kokan, ırkçı yaklaşım içeren ifade diye yıllardır eleştirenler çok oldu ama; en son hadiseler galiba bu sözün doğruluğunu haklı çıkaracak gibi gözüküyor.
     Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatı gibi operasyonlar gösterdi ki, gerçekten de Türk’ün Türk’ten başka dostu yokmuş. Doğumuzda “ İki devlet tek millet” dediğimiz Azarbeycan, kadim dostumuz Pakistan ve batıda asılları Türk olan Macaristan. Başka kim bizimle beraber, bilen varsa haber versin.
     Bir kaç yıl önce Suriye’yi Arap Birliğinden atanlar şimdi alıyorlar. Yıllardır dünya çapında adeta tek savunuculuğunu bizim yaptığımız Filistin bile karşımıza çıkabiliyor. En sıkıntılı anlarında yanında olduğumuz İran ve daha bir çokları sınırlarımızda “Terör Devleti” kurma çabalarına karşı giriştiğimiz operasyonda başka saflarda yer alıyorlar. 
    
     SURİYE KARIŞIRSA HEDEF TÜRKİYEDİR
     2001 yılı Amerika’daki ikiz kule saldırısından sonra dünyada bütün dengeler değişti. Afganistan’dan Tunus’a; İrandan Yemene kadar 22 İslam ülkesini sıraya dizen “Haçlı Ruhu” tekrar hortlamış, aklına gelen kötülüğü ardına koymuyordu. Karıştırmadığı müslüman ülke kalmadı. Taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmamaya and içmişlerdi.
      Şimdi rahmetli olan bir siyasi büyüğümüz Suriye karıştırılırsa bilin ki hedef Türkiye’dir diyordu. 910 km sınırımız olan bu ülke karıştırılınca bizim de huzurumuz kalmadı. Sınırımızda kurulmak istenen “Terör Devletine” müsaade etmemizi isteyenler, kendileri bir terörist için dünyanın öte başına saldırı düzenliyorlar, bunu kendileri için hak biliyorlardı. Ama bizi haksız görmeye devam ediyorlar.  Onursuzca bizi onurlu yalnızlığa mahkum etmek istiyorlar. Varsın olsun, biz buna da razıyız. Hak bildiğin yolda gerekirse yalnız gideceksin.
      Tamamen milli ve manevi değerlerimizi mezceden merhum Abdurrahim Karakoç; yıllar öncesinden bize şöyle seslenir:

Beden ölür, çürür, cana bakın siz.
Kim kiminle yürür, ona bakın siz.
Bırakın dönsün dönme dolaplar.
Haktan, hakikatten yana bakın siz.

      Zaten şöyle bir bakarsak geçmişten bugüne milletimizin çok farklı karakteristik özelliklerinin olduğunu görürüz. Zaaflarımız, eksiklerimiz, noksanlarımız tabi ki çok vardır. Merhameti tavan yapmış, mazlumun yanında, zalimin karşısında yer almış; zalime korku, masuma güven salmış bir millet olduğumuzu cümle alem bilir.
     Yüce dinimiz İslamiyetin öncelediği her şeyin, çok daha yıllar öncesinden “Türk Töresi” namıyla milli prensipler halinde yazılı ve sözlü kayıtlara geçtiğini görürüz. Herhalde o nedenle olsa gerektir ki, dinimizi kabullenmek ve özümsemek çok kolay olmuş. “İslamın askeri, Muhammed’in ordusu” gibi sıfatlarla anılan bir millet olmuşuz.
     Töre devlet de kurar, devlet de yıkar. Çoğu defa sözlü kurallar, yazılı olan kanunların önüne geçer. İngiltere ve daha bir çok ülkeler öyle idare edilmektedir.
     Geleneği, göreneği olmayan bir millet değiliz. Bu bizim en büyük gurur kaynağımız, onur sayfamızdır. O kaynağı kurutmamaya, o sayfayı kirletmemeye ahdimiz vardır.

TÜRK’ÜN TÖRESİ
1-Tengri (yaratan) Tektir.
2- Her kim ki Tengri'den kut almak dilerse, başkasına yakarmasın
3- Bir İl, bir Kağan, bir Tengri
4- Bir kına iki kılıç girmez. Bir hatun iki er alamaz ve bir budunda iki töre olmaz. Töre tektir. Töre kesin ve keskindir.
Kim ki töreye uya kutlanır
Kim ki töreye kıya katlanır
5- Kimse töreden üstün değildir. Dirlik ve birlik için töre budur
6- Bir çoban sürüsünden, bir er ailesinden, bir Kağan budunundan sorulur
7- Her er eşine, atına, pusatına sahip çıkacak
8- Ana babaya ve ataya tazim durulacak
9- Hısmına sarılacak, komşusunu gözetecek
10- Er kişi yalan söylemeyecek
11- Mal çalan, mülk çalan misliyle ödeyecek. Hesabı ya malıyla ya canıyla sorulacak
12- Kim ki bir ırza musallat olursa, canından olacak
13- Her kim olursa olsun haksız, aldatıcı iş tutarsa hesabı hemen sorulacak
14- Cenkten beri duran ya da kaçan tamuya(cehennem) uçacak
15- Aman dileyene kılıç üşürülmeyecek, sığınana arka dönülmeyecek
16- Baş kaldıranın başı alınacak, hak isteyenin hakkı verilecek
17- Kimse kimseye üstünlük taslamayacak. Ne ak etin karadan, ne karanın kızıldan, ne kızılın sarıdan farkı olmayacak
18- Kin ve gururdan uzak olunacak
19- Mazluma merhamet, zalime azap duyulacak
20- Zayıfa, yaralıya, çocuğa ve kadına el kaldırılmayacak
21- Kızı isteyen kağan da olsa, bey de olsa kız istediğine verilecek
22- Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin
23- Bilmeyip de bildim demeyeceksin, bilene danışacaksın
24- Bugünün işini yarına bırakmayacaksın
25- Kusur görmeyecek, kusur aramayacaksın
26- Güçlüyken affet, zayıfken sabret
27- Yazgına asi olma
28- Yaptığın iyiliği unut, yapılan iyiliği unutma
29- Herkes adaletle iş görecek
30- Her ne edersen et, yargılanacağını her daim akılda tut
31- Milletine yaban kalma. İpeğin iyisine, sözün güzeline kanma, onlara boyanma
32- Kağan odur ki adaleti üstün tutsun, töreyi yaşatsın. Töre yok olursa İl yok olur. İl olmazsa budun kul olur
33- Ey Türk Oğuz beyleri, ey milletim işitin !!!
" Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir "
     Yukarıda yazılı bu töre hükümlerine baktığımız zaman bütün güzel ve özel hasletlerin milletimizde vücut bulduğunu görürüz. Çok şükür hamdolsun Rabbimize ki, bize böyle güzel hasletler nasip etmiş. 
     
     ÜÇ TARAFI DENİZLERLE
     Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla, içeride gafillerle, dışarıda hainlerle, sınırları mayınlarla döşeli bir yarımada da bulunuyoruz.
Burada yaşananın bedeli çok ağırdır ama yıllardır biz bu yükü taşıyarak, bedelleri  ödeyerek geldik; kıyamete kadar da ödemeye söz verdik. Bedeli ve pahası ne olursa olsun yerlisiyiz, buralıyız ve burada olacağız.
      İç cepheyi sağlam tutmak zorundayız. İç cephesi sarsılmayan milletleri dış cephe mensupları ne kadar kötü niyetli olursa olsun sarsamaz, yıkamaz. Fakat hırsız içten olursa kapı kilit tutmaz. Surda açılan gediğin tamiri mümkün olmaz. Eğer biz düşman kalelerinde, surlarında gedikler açamazsak, kendi surlarımızı koruyup kollamakta sıkıntı çekeriz.
Rahmetli Necip Fazıl:

Surda bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes,
Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es.

     Diyerek bize hedef gösteriyor, istikamet çiziyordu. Türkiye ve Türk Milleti her türlü engelleme ve barikatlara rağmen Allah’ın dininin bekçisi, Hz. Muhammet Mustafa’nın ordusu olmaya devam edecektir. Hem yüce dinimizin emirleri, hem de aziz milletimizin töresi bize bunu emrediyor.

Sorumluluk yüklendik ömür boyu taşırız,
Kaşınanlar olursa günü gelir kaşırız.