Bugün, 18 Nisan 2024 Perşembe

Mehmet Ali AYDIN


HASANLARIN AHI BİZİ TUTMASIN

HASANLARIN AHI BİZİ TUTMASIN


 


Son birkaç gündür sosyal medyada aslen Çankırılı ama Ankara’da “selpak” mendil satarak hayata tutunmaya çalışan Hasan adında bir gençle yapılan röportajı izliyoruz. Oldukça zor şartlarda yaşama mücadelesi veren Hasan kardeşimizin hayatında hepimize verilen mesajlar var. Tabi ki bu mesajı alabilenlere.
Çok zor şartlar altında yaşayan ama halinden hiç şikâyetçi olmayan bir insan profili var karşımızda ve çok daha kolay şartlarda yaşayan, hatta halk deyimi ile ”bir eli yağda, bir eli balda”, “yediği önünde, yemediği ardında” olan haramzadelerden daha fazla hayata bağlı ve şikâyetsiz bir insan Hasan.
Geceleri sıcak olduğu için metroda yatıyorum, sattığım mendillerden kazanabildiğim paralarla, çorba içiyorum. Bazen fazla kazanırsam haftada bir gece otelde de kalabiliyorum diyor Hasan.
Çoğumuzun izlemediği bölümde de kendisine sorulan; “en çok neyi özlüyorsun?” sorusuna da verdiği cevap hepimizi derin derin düşündürmeli. “Ben en çok bir yastığı özlüyorum. Başımı koyup yatabileceğim, bir yastığı”. “Çükü geceleri, ben metroda bir kartonu yere serip onun üstünde yatıyorum, ama bir yastığım yok.”
Devamında; hayatından hiç şikâyetçi olmadığını, Allah’ın kendisini böyle imtihan ettiğini, Allah’ın kimseye taşıyamayacağı yük yüklemeyeceğini belirtiyor. Bu günler elbette geçecek, benim imtihanım da bitecek, benim de bir kurulu düzenim olacak, bir evim, sıcak bir yuvam ve bir de işim olacak, diyor.
Nitekim Hasan kardeşimizin bu duygu dolu tevekkül, sabır, metanet, kabulleniş, inanç ve insani değerlerden ne varsa hepsini barındıran videosu sanal âlemde kısa zamanda büyük bir kitleye ulaştı. Önce videoyu çekip yanlayan akademisyen ve arkadaşları Hasan için harekete geçtiler, daha sonra duyarlı iş adamlarımızdan Hasan’a yardım etmek içim yarış başladı ve Hasan şimdilik içinde yaşadığı zor hayat şartlarından kurtuldu.
Ama ülkemiz ve dünya üzerinde milyonlarca bizim farkına varamadığımız, ulaşamadığımız Hasanlar var. Milyonlarca Hasan’ı kurtarabilecek kaynakları hoyratça israf eden ve Hasanların sırtından asalak yaşayan mutlu azınlıklardan oluşan haramzadeler var.
Yapılan araştırmalar, sadece mutlu azınlık kadınlarının makyaj malzemelerine harcadığı milyarlarca dolar, Afrikalı insanlar için harcansa onları doyurabilecek bir kaynak olduğunu gösteriyor.
Bizler “komşusu açken, tok yatan bizden değildir” bir inanç geleneğinden gelen Müslümanlar, gerçek anlamda zekâtımızı verebilsek İslam âleminde aç, yoksul ve fakir insan kalmayacak. Ne yazık ki kendimiz için harcama yaparken sınır tanımazken, bir hayır yapmaya kalkınca cebimizde nedense “akrep” var.
Bir fincan kahveye on lira verirken, bir paket sigaraya 15-20 lira verirken gözümüz görmez, ama bir dilenciye bir lira verince ne büyük bir para vermiş oluruz.
Bunları önce kendime söylüyorum. Fakat Allah’a şükür, beni yetiştiren anne ve babama sonsuz rahmetler diliyorum, mekânları cennet olsun. İmkânım olduğu müddetçe bu konuda duyarlı davranmaya özen gösteriyorum. Aynı şeyi çocuklarımda da görmek beni son derece mutlu ediyor. Ama diyorum yine de yeterli değil diyorum.
Sizlerin de en yakınlarınızdan başlayarak Hasanların yardımına koşmanız gerektiğini, onların acılarının üstüne mutluluk kurulamayacağını bilmenizi diliyorum.
Ve en az Hasan kadar hayatın kıymetini bilmenizi, paylaşmanın, yardımlaşmanın, başkalarının acısını dindirmenin ne olduğunu yaşayarak tatmanızı diliyorum.
Belki de bizim Hasanlara olan borcumuzun bu dünyada verilmemesi nedeniyle öbür dünyada tahsil edileceğinin ve daha ağır bir fatura ile karşılaşacağımızın bilinmesinde de yarar var diyorum.
Aksırıncaya kadar yiyip, içip, giyip, gezip harcayanların Hasan kadar şükretmekten aciz olması da ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bit konu olduğunu da gözden kaçırmamak gerek diyorum.