Yaşamımızda ki küçük değişiklikler bize büyük mutluluklar verebilir. Bu anlamda yaşantımızda yapacağımız birkaç küçük yenilik, kırılan alışkanlıklar, rutinden çıkarılmış davranışlar ve yaşantımıza göstereceğimiz özen, bize çok daha sakin bir ruh hali ve büyük mutluluklar olarak geri dönecektir.
Zaman içerisinde pek çoğumuz nedensiz iç sıkıntılarından şikayet ederiz. Gün normal seyrinde akarken, hayatımızda küçücük bir sorunun dahi içinden çıkılamaz bir hal aldığını görürüz.
Gelin bu sefer sorunu başkalarında aramak yerine, hayatımıza küçük küçük dokunuşlar yapalım ve bu dokunuşların ardından karanlık bulutların nasıl da dağıldığını hep birlikte gözlemleyelim.
Hayata, huzur ve mutluluğu yakalamak isteyen herkes, eski defterleri karıştırmayı bırakmalı ve bir ‘tık’ daha ilerinin hesaplarını yapmalıdır.
Aslında huzur, bir çeşit gönül ferahlığıdır. İnsanın kendini rahat, memnun ve emniyette hissetmesi, kendisiyle barışık olmasıdır. Huzur; birlik, dirlik ve sükunet halidir.
Huzur; önemli bir kimsenin bulunduğu yer, makam veya o yer ve makamda, makam sahibinin önünde bulunma, hazır olma demektir. İşte bizim gerçek huzuru ve mutluluğu tattığımız an, Rabbimizin huzurunda bulunduğumuz andır.
Çünkü ruhlar aleminde ezelde yaşadığımız ve kalbimize nakşettiğimiz emniyet ve ferahlık hissinin o eşsiz zevkine ‘huzur’ adı verilmiştir.
Demek ki huzur nefsimize, neslimize ve beşeriyetimize değil, ruhumuza, ruhumuzun merkezi olan kalbimize, gönlümüze has bir zevk, bir manevi tatmin hissidir.
Kaldı ki, mutluluk da mutsuzluk da, huzur da huzursuzluk da kişinin kendinden yansıyan duygulardır. Hemen herkes huzuru aramaktan söz eder ve bu arayış içinde farklı şehirler, farklı evler, farklı insanlardan medet umarlar.
Oysa huzuru aramak için o kadar da uzaklara gitmeye gerek yoktur. Kişi kendini ele almayı ve kendini tanımayı başarabilse, işte o zaman ihtiyacı olan huzuru da mutluluğu da yakalayabilir.
Huzur yakalamanın ilk aşaması ‘her şeyin başı sağlık’ diyerek atılan adımdır. Sağlıklı bir beden, sağlıklı ruh halini beraberinde getirir.
İkinci adımda sağlıklı bedenin sürdürülmesine yönelik küçük ipuçlarını yakalamaktır. O da hiç kuşkusuz sağlıklı beslenmedir.
Özetle söylemek gerekirse, sevgi, saygı, hoşgörü, kanaatkarlık, alçak gönüllülük, samimiyet, iyi niyet… gibi hasletler huzur ve mutluluğun altın anahtarlarıdır.
