Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Mehmet Ali AYDIN


HUZURUNDAYMIŞ GİBİ

HUZURUNDAYMIŞ GİBİ



İkinci Abbasi halifesi Mansur ile Medineli büyük muhaddis ve Maliki Mezhebinin imamı, Resulullah Efendimizin tavizsiz aşığı Malik bin Enes, bir gün Mescid-i Nebevi ’de bir konu etrafında görüşüyorlardı. Bir ara Halife, nerede olduğunu unutmuş olmalı ki, yüksek sesle konuşmaya başladı. İmam Malik hemen müdahale etti:
-Ey Müminlerin Emiri! Bu mescidde sesini yükseltme! Zira Allah Teala Peygamber’ine nasıl davranmak gerektiği konusunda bir kavmi eğiterek şöyle buyurdu:
“Ey iman edenler’ Peygamber’in sesini bastıracak şekilde sesinizi yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygambere yüksek sesle bağırmayın. Aksi halde siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir.” (Hucurat Suresi 2. Ayet)
İmam Malik sözüne devamla dedi ki:
Allah Teâlâ bir kavmi methederek şöyle buyurdu:
“Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah’ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük mükâfat vardır. (Hucurat Suresi 3. Ayet)
Malik bin Enes Halifeyi uyarmaya devam etti:
Cenab-ı Hak bazı bedevileri kötüleyerek şöyle buyurdu:
“(Resulüm) Sana odaların ötesinden bağıranların çoğu, aklı ermez kimselerdir.” (Hucurat Suresi 4. Ayet)
İmam Malik sözünü şöyle bitirdi:
Unutmamak gerekir ki, Resul-i Ekrem’e sağlığında nasıl hürmet ediliyorsa, vefatından sonra da öyle davranmalıdır.
Bu güzel öğütleri memnuniyetle kabul eden Halife Mansur, o büyük fakih ve muhaddise şöyle sormak mecburiyeti hissetti:
Hz. Peygamber’i ziyaret ettikten sonra, kıbleye dönerek mi dua edeyim, yoksa Resulullah’a dönerek mi?
Malik ibni Enes şu cevabı verdi:
-Kıyamet günü hem sana hem baban Âdem Aleyhisselam’a şefaat edecek olan Resul-i Kibriya’dan yüzünü niye çevirecekmişsin? Hayır, hayır, yüzünü ona dön; şefaatini niyaz et ki, Cenab-ı Mevla da onun şefaatini kabul edip seni bağışlasın. Allah Teâla buyuruyor ki:
Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’ın affını dileselerdi, Peygamber de bağışlanmaları için dua etseydi, Allah’ın tövbeleri kabul edici ve bağışlayıcı olduğunu görürlerdi.”
Allah’ım bizi Sana gerçek manada kul, Habibine ümmet olabilmeyi nasip eyle.