Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Mehmet Ali AYDIN


İŞTE FARKIMIZ

İŞTE FARKIMIZ



İçimizde azımsanamayacak kadar, batı ve batı medeniyeti hayranı, köksüz, ruhsuz ve materyalist bir güruh var. Batı ne yaparsa medeniyet, biz ne yaparsak gericilik ve yobazlık onların gözünde. Ve onlara ne anlatırsan anlat fikirlerini değiştiremezsiniz. Hani derler ya “Kestane çıkmış, topurunu beğenmez.” İşte onlar böyle müzmin ve kronik bir hastalığa duçar olmuşlardır.
Bu hastalıklarının da ne yazık ki, taşıdıkları beyin nedeniyle tedavisi de yoktur. Çünkü ana merkez arızaladır. Bunun çaresi bunların iman tazelemesidir ki bu da şu durumda mümkün değildir.
Fakat biz yine de dilimizin döndüğünce onlara gerçekleri anlatmaya çalışmakla yükümlüyüz. Batının da dışardan görüldüğü gibi olmadığını, medeniyet dedikleri şeylerinin temelinde başka toplumların, emeğinin sömürülmesi, başkalarının kaynaklarının soyulması, hırsızlık, kan ve gözyaşının olduğunu bu batı hayranlarına göstermek gibi bir görevimiz var.
Sözü de çok uzatmaya gerek yok, sadece iki örnekle şimdilik iktifa edelim:
Fransızlar; yer altı yollarında çalıştırdıkları Afrikalı kölelerden itiraz edenleri, yer altındaki betonların içine gömdüler. Yine aynı medeni Fransızlar; Fransız Kongo’sunda zulümlere karşı halk biraz direnmeye kalkınca, gelecek nesillere korku vermek için bütün hamile kadınları bir yere topladılar. Sonra içlerinden bir hamile kadını tutup mancınıkla fırlattılar. Zavallı kadıncağız düştüğü yerde karnındaki çocuğuyla birlikte paramparça oldu.
Tabii bunu gören diğer hamile kadınların yürekleri ağzına geldi. Ödleri patlayacak gibi oldu.
Daha sonra; o hamile kadınlardan doğan bütün çocuklar; beyazlara karşı korkak, ürkek ve sinmiş bir vaziyete duçar oldular.
Osmanlı ise kendi ırkından ve dininden olmayan fakat tebaası olanlara ise nasıl davrandı bir bakalım:
Plevne, Rus muhasarası altında kalmıştı. Gazi Osman Paşa, üç ay boyunca mukavemet etti. Fakat beklenen yardımlar gelmeyince, huruç harekâtıyla muhasarayı yarma kararı alındı.
Bunun üzerine Osman Paşa, Hıristiyan halkın temsilcilerini çağırdı. Çünkü onları korumak maksadıyla, onlardan cizye almaktaydı. Kaleden çıkılması meselesini açarak;
“-Ben, sizden sizi korumak için sizlerden cizye (vergi) aldım. Fakat sizi bugün muhafaza etme gücüm kalmadı. Bu cizyeleri size iade ediyorum.” Dedi.
Bu hakkaniyet ve alicenaplık karşısında Hıristiyan halkın temsilcileri duygulanarak;
“-Bizi bırakıp nereye gidiyorsunuz? Biz de sizinle geleceğiz.” demiş, hakikaten huruç harekatına binlerce Bulgar katılmıştır.
İşte içimizdeki bazılarının medeni diyerek övdüğü ve taklit etmeye çalıştığı medeni Fransızların yaptığı zulümlerden sadece bir örnek ki binlercesini sıralamak mümkün.
Öbür tarafta sömürücü, barbar ve medeniyetsiz olarak yaftaladıkları ve bir türlü ataları olarak kabullenemedikleri Osmanlıdan bir örnek ki bunun gibi daha binlerce güzel haslet saymak mümkün.
Kimin insanlık ve medeniyetten nasiplendiğine siz karar verin.
Bizim görevimiz, yazıp, çizmek ve anlatmak. Ama bir geçek var ki siz ne anlatırsanız anlatın, karşınızdakinin ne anladığına bakmak lazım.