Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Abdullah ALTAŞ


KARİKATÜR

KARİKATÜR


Şahsın biri bir karikatür yapmış. Umre’den dönen bir sakallı ihtimal ki Koronavirüs için karantinaya girmemiş. Bir kişide Umre’den dönen bu zatın beynini açmış dezenfekte ediyor. Böylelikle Umre’den dönen sakallının beynini temizleyeceğini, değiştireceğini düşünüyor. Karikatür bu şekilde.  

Bu karikatürü yapan, kendisini ilerici zanneden,cahil ve şımarık bu şahıs bilmiyor ki “bir kimsenin kalbine girmeden, beynine girilemeyeceğini.”

Nereden bilsin şımarık cahil.

İşte aradaki fark bu. İslam medeniyetinin kültürü ile O’nun medeniyeti! Arasındaki fark.

Bu karikatürü yapan şımarık, azgın, üslupsuz şahıs böyle kalbe girecek hikmetlerden, bu bilgilerden, güzel üsluplardan yoksun olduğunu, çözüm odaklı değil problem meydana getirici olduğunu açıkça göstermektedir.

Bu karikatürü yapan şımarık ve kibirli şahıs ;öyle kalbe girmek, mütevazi davranmak gibi zaman alan işlerle meşgul olmak istemez. Kendini de yormaz zaten. Şeytani kibri de buna müsaade etmez.

Bu karikatürü yapan şımarık, cahil şahıs ve onun gibiler fazla yorulmadan kısa yoldan netice almak isterler.  Bu şahsın zihin arkadaşları da geçmişte böyleydi şimdi de böyle.

Bu azgın, şımarık hakareti marifet zanneden zihin arkadaşlarının, kardeşlerinin alkışlarını alacağını düşünen şahıs yaptığı karikatür sayesinde, neticesinde karşısındaki kitleyi hesaba katmamaktadır.

Karşısındaki kitle zaman zaman gevşeklik gösterdiği davasına daha da sahip çıkacak, canlanacak, kuvvetlenecek, kenetlenecektir.

Necip Fazıl’ın dediği gibi;

“Ey düşman! Sen benim ifadem ve hızımsın

Gündüz geceye muhtaç

Bana da sen lazımsın.”

Bu kenetlenmenin küçük bir örneğini şu an şahsımda yaşamaktayım.

Umumiyetle eline kağıt kalem almayan ben bu münasebetle kağıt kalem aldım, hissiyatımı dile getirdim.