Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Mustafa KÖKSAL


O ÇOCUKLAR.

O ÇOCUKLAR.


Kapıları çalınmayan o çocuklar, üstü başı olmayan gariban çocuklar, sessiz, karanlığın içindeki o çocuklar var ya işte onlar. Kimler çalmıyor onların kapılarını, yoksa kapıları kirli diyemi uzanmıyor eller?
Neden uzanmıyor garibana, yoksula eller, susuz, aşsız geçen günlerin mis kokulu çocuklarından mı bu tiksintiler? Sessiz kalan o yetkililer, sizin günahınız çok. Niye çalmazsınız yoksulun kapısını, niye uzanmaz o eller, zaman kaybı mı olur düşüncenize, yoksa o kıymetli olan anlamadığımız vaktinize.
Gidin çalın kapıları belki utanırlar onlar sizden açamazlar, sevgisiz yüreklerine veremediğiniz sevgiyi ararken unutmuş olabilirler insanlığı, hatırlatın korkmayın, bu ilin neyi yokki?
Kadın kolları ne ya ana kolu olmadıkça, Kent Konseyi ne ya, kentin bir köşesinde ağlayan aç çocuğa çare olmayınca, o bebelerin sesi beni rahatsız ediyor da, tek benmiyim bu sesi duyan, bunları gören...
Demek ki onlar göze görünmez yaşayan ölüler.Toplantılarda pasta börek yiyenler, allı şanlı ağalar, lokmaları çiğnerken, bir köşede aç var diye geçiyor mu aklından da durabiliyor mu lokma boğazında?
Onlar yaşayan ölüler olmasın ç çıplak sahipsiz beyler, Şehri Eminler.
Ben sizden bir çok şey istemiyorum, bir şey istiyorum, onlarında gülmeye, yaşamaya, doymaya hakları var. O yüreği yanan, gözü yaş akıtan çocuklar diyorum, uzatın ellerinizi diyorum.
Okşayın saçlarını, öpün yüzlerini, ağlayan gözlerini diyorum, çocuk olduklarını hatırlayın diyorum sizinkiler kadar şansı olmasa da.
Sokaklarda ölen garibanlar ölmesin, evlerde aç bebekler ölmesin, bali, esrar kurbanları olmasın, sokaklarda yatan olmasın, İSRAİL vari vicdanlar ise hiç.
Çocuk onlar yalnızca gülmeyi hak eden çocuklar, lütfen aç kalmasın onlar, ağlamasınlar.