SON GÜNE KALMASIN

“İslam Online” isimli Arapça bir web sayfasında yapılan bir ankette “Hayatınızın son gününü yaşadığınızı öğrendiğiniz vakit, o günü nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna cevap aranmış. Büyük bir katılımın olduğu anket Arap ülkelerinin yanı sıra diğer Müslüman ülkelerde de yapılmış.
Katılımcıların % 69’u namaz kılarak diye cevaplandırmış. %18’i bu son günü Allah’tan af ve mağfiret dileyerek geçireceklerini, % 5’i ailesi ve sevdikleri ile beraber geçirmek istediklerini, % 4’ü ise bütün sevdikleri insanlara “ seni seviyorum” diyerek geçireceklerini belirtmişler.
Aslında son günümüzün hangi gün olduğunu bilmemiz mümkün değil. Yaşadığımız her gün, uyandığımız her sabah ve kavuştuğumuz her akşam son anımız ve günümüz olabilir. Bu nedenle bunları yapmak için son günü beklemenin ne kadar anlamsız olduğunu anlamak için çok zeki olmaya gerek yok.
O nedenle Müslüman her gününü son gün, her nefesini son nefes kaygısı ile yaşamalıdır. Son gün gelip çatmadan her günümüzü yapmamız gerekenleri yaparak yaşamalıyız. Dünyaya geliş gayemize uygun davranarak sonradan pişman olmamalıyız. Kaçan fırsatları değerlendirmemiz mümkün olmadığı gibi son pişmanlık da kimseye bir şey kazandırmaz.
Belki de, belki de değil, mutluluğun sırrı yukarıdakileri yapabilmekte gizli. Mezarlıklar, vazgeçilmezlerle dolu. Bizden de vaz geçeceklerine göre bir an önce yaratılış fıtratımıza dönmeli ve kulluk bilinci ile bir hayat yaşamalıyız ki hem bu dünyada hem öbür dünyada huzur bulabilelim.
Keşkelerin hayatınız çok yer tutmaması için, yapmamız gerekenleri son güne bırakmamakta fayda var. Keşkeler hayatımızda çoğaldıkça pişmanlıklarımız da çoğalacaktır.
Ankettekileri son güne bırakmadan haydi hep beraber, her yeni günü son gün olarak düşünelim ve her gün yapalım.
Hayatımızda o kadar lüzumsuz şeyler yer alıyor ve yapıyoruz ki, onların yerini bunlara bırakalım. Keşke yapsaydım diyenlerin yanına keşkeleri kar kalır unutmayın!