Felaket oldu her yer. Rabbim zamanında kesti de insan nefes aldı.
İnanmayanlar utansın. İsterse rabbim “gar-gış” keser insan soluğunu, yol bulmaz eder , o yola gitmez. Aciz kulun yaradan ı hatırlaması için göz perdesine hakikat ın filmini mi getirtmesi mi lazım? Rabbim isterse olmaz ederde kulunu istemez. Yaşasın ve bana şükretsin ister, o kadar hocayım maskesi altında sapık dolmuş ki, bir oda da, mekanda, medresede ha bire avuç açık, ha bire diller çalışır, ha bire dolar cepler, ha bire insan oğlu koyar avucunda ne varsa sapığın cebine…. İslam ın, Kuranın bu ceple, dolumla, hortumla ne alakası var diye soramıyorum da, üflüyor, para, okuyor para, nuska para, okşuyor para… Bu para basan dinin adına İslam dendiğini 60 yıl duymamıştım.. Adları “hu”cu, “cinci” hocaydı küçükken ben, şimdi hortumcu olmuş kolayda kazanım. Biraz kuran ezberi biraz dil biraz akıl…Masrafı yok getirisi çok..Kurban olduğum rabbim nelere kadirsin, biri iman ettim sanacak biride cepmatik de zenginlik üretecek.. Yapabilene kolay….Hele birde danslısı olursa yemede yanında yat.
YOLLAR-BUZLAR
Şikayetler çok, temizlenmemiş yollar der insanlar, kenarlara bari iki kürek atmamış onca iş verilen insanlar, ne yollarda ne sokaklarda bu işçiler yok der insanlar. Arabalar ile aynı yolda buzda karda yürüyoruz der.. Bakıyorum, bugün şehirde idim onca bayan, erkek işçileri bende çok göremedim hakikaten, Altın Ordu belediyesine çıktım, dostları göreyim dedim, dediler ki; müdürler ve amirler ile toplantıda başkanlar. Bir an durdum, insanlar kendi penceresinden bakınca gördüklerine lütfen birazda belediyenin penceresinden, yapılanlardan, olmuşlar dan , mahalle ve sokağın aynı anda olmuşluğundan baksa.
Gar-Gış çok olunca rahata alışmışlıktan gelen sıkıntının şehir patlaması bunlar, olur dedim sonra ve rabbim sen güç ver belediye ye ve çalışanlara demekten de geri kalmadım… Bu kadarı doğal çünkü eli üşüyenler sahada, üşümeyi bilmeyenler ise makamlarda.. Ondan gecikme oluyor, birazda, ne yaparsın yer meselesi!