İşletme Fakültesi mezunu olan Salih Kalyoncu, sektördeki boşluğu fark ederek bu alana adım attı. Ancak zamanla, avcılığın cazibesinin giderek azaldığını fark etti. Ekonomik koşullar, insanların avcılığa olan ilgisini doğrudan etkiliyor; zaruri ihtiyaçların ardından hobilerin öne çıkması, bu mesleği zorlayıcı bir hale getiriyor.
Kalyoncu, avcılığın yerel ve kırsal topluluklar için nasıl bir gelenek olduğunu ifade ederken, kırsal kesimlerde kara av malzemelerine olan ilginin daha fazla olduğunu vurguluyor. Kıyı bölgelerinde ise deniz avcılığına talebin olduğundan bahsediyor. Ancak burada da ciddi sorunlar var: Küresel iklim değişikliği, deniz kirliliği ve yanlış avlanma yöntemleri, deniz ekosistemlerinde büyük tahribatlara yol açıyor. Bu durum, amatör balıkçıları zorlarken, balık çeşitliliğinde kayda değer bir azalma gözlemleniyor.
Kalyoncu, çevre bilincinin artmasının ve hayvanlara olan ilginin avcılık sektörüne etkisini de dile getiriyor. “Avcılık giderek daha pahalı hale geliyor ve bu da talebi etkiliyor. Ekonomik durumlardan dolayı insanlar hobi olarak avcılığı tercih etmekte zorlanıyor” diyor.
Kalyoncu, 40 yıllık kariyerinin sonunda sektörden yavaş yavaş çekilme kararı aldığını belirtiyor.
Kalyoncu’nun hikayesi, yalnızca bir sektörün çöküşünü değil, aynı zamanda çevresel duyarlılığın ve toplumsal değişimin nasıl bir etki yarattığını gözler önüne seriyor. Avcılık ve balıkçılığın geleceği, bu alanlardaki yenilikçi yaklaşımlar ve çevre dostu uygulamalarla şekillenecek gibi görünüyor.
Özel Haber: Sümeyye TOMAKİN