Kıyılarda geçen saatler, ruhsal bir dinginlik sunarken, denizle kurulan bağ da derinleşiyor. 

Kıyılar, dalgaların sessiz melodisi eşliğinde, balık tutmanın huzur dolu dünyasına açılan kapılar olarak karşımıza çıkıyor. Bu doğal hobi, yalnızca bir avlanma yöntemi değil, aynı zamanda yaşam kalitesini artıran bir terapi aracı olarak da öne çıkıyor. Balık tutmanın büyülü dünyasına adım atan iki kişi, Celal Yiğit ve Tevrat Kontaş, bu tutkunun ardındaki derin hikâyeleriyle dikkat çekiyor.

KIYILARDAN SOFRALARA!

1969 doğumlu Celal Yiğit, balık tutma tutkusunu 25 yıl önce keşfetti. Kıyılarda geçirdiği zaman, ona sadece balık avlama değil, aynı zamanda ruhsal bir dinginlik de sağlıyor. 

“Denizin nimetlerinden faydalanıyoruz, sofralarımızı bereketlendiriyoruz” diyor Yiğit. 20 cm altında olan balıkları avlamamaya özen gösteren Yiğit, bu davranışıyla hem sürdürülebilir balıkçılığa dikkat çekiyor hem de denizin ekosistemini koruma arzusunu dile getiriyor.

Haftada 4-5 gün, sabah 10:00’dan akşam 19:00’a kadar kıyılarda balık tutan Yiğit, bu rutinin onun için vazgeçilmez olduğunu belirtiyor. “İşim olsa bile balık tutmadan yapamıyorum” diyor ve bu tutkunun hayatına kattığı anlamı vurguluyor. Balık tutmanın kendisine sağladığı mutluluğu ve dinginliği, kıyılarda geçirdiği saatlerin büyüsünde buluyor.

EMEKLİLİĞİN HUZURLU YOLCULUĞU!

67 yaşında, Barodan emekli olan Tevrat Kontaş da balık tutmanın yaşamındaki yerini derinlemesine yaşıyor. Çocuk yaşlardan beri balık tutmaya karşı bir merak besleyen Kontaş, bu aktivitenin ona sağladığı huzuru şöyle ifade ediyor: “Balık tutarken kendimi dinliyorum. Bu iş bana terapi gibi geliyor.” Emeklilik döneminde boş durmamak adına balık tutmaya gelen Kontaş, haftada en az 3-4 gün, en az 7 saat boyunca su kenarında zaman geçiriyor.

Kendi tuttukları balıklarla evdeki balık ihtiyacının büyük kısmını karşılayabilen Kontaş, bu sayede hem ekonomik bir fayda sağlıyor hem de doğanın sunduğu güzellikleri yakından tanıma fırsatı buluyor. “Balık tutmak, benim için sadece bir hobi değil, ruhumun dinlendiği bir alan” diyor.

OLUMLU ETKİ!

Celal ve Tevrat, balık tutmanın sağladığı ruhsal ve fiziksel faydaları derinlemesine yaşıyorlar. Stresin azaltılması, doğayla iç içe olmanın getirdiği huzur ve sağlıklı bir yaşam için gerekli olan besin maddelerine ulaşmanın verdiği tatmin, bu hobinin sunduğu avantajlardan sadece birkaçı.

Deniz kenarında geçirilen zaman, hem zihinsel hem de bedensel sağlığı olumlu yönde etkiliyor. Her iki balıkçı da, kıyılarda geçirdikleri saatlerin kendilerini nasıl yenilediğini ve yaşam kalitelerini nasıl artırdığını paylaşıyor.

Celal Yiğit ve Tevrat Kontaş, balık tutmanın yalnızca bir etkinlik değil, bir yaşam biçimi olduğunu gösteriyor. Kıyılarda, dalgaların sesi eşliğinde, avladıkları balıklar kadar değerli anılar biriktiriyorlar.

Öze Haber: Sümeyye TOMAKİN