-Sizi tanıyabilirmiyiz?
Uğur Cörüt 1985 yılında askerden geldikten sonra Anavatan Partisi İl Gençlik Kollarında yönetim kurulu üyeliği yaptım, daha sonra 1988 yılında Gülyalı ilçe olunca Gülyalı’da ilçe yönetimkuruluna girdim, 1993 yılında da Gülyalı ilçe başkanlığına aday oldum ve seçimi farklı bir şekilde kazandım. Yaklaşık 10 yıla yakın Gülyalı Anavatan Partisi İlçe Başkanlığı yaptım. 199 yılında Anavatan Partisi dibe çökerken Belediye Başkan adayı oldum, aday olduğumda da Gülyalı Belediye Başkanlığını kazandım. AK Parti kurulanakadar Anavatan Partisinde Belediye Başkanlığı yaptım. 2003 yılında Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız, o zamanın milletvekili Enver Yılmaz’ın tevetçühüyle AK Partiye geçiş yaptım ve o günden bu yana AK Partiliyim. 2004 yılında da AK Parti’den Gülyalı Belediye Başkanlığını kazandım. 2009 yılında Belediye Başkanlığım bitince, Samsun Tarım Kredi Bölge Birliği yönetiminde belli bir süre yönetim kurulu üyeliği yaptım. 2013 yılında Ordu Ziraat Odası Başkanlığına atama ile geldim. Daha sonra görevime devam ederken 2015 yılının Şubat ayında tekrar seçim yapıldı ve seçimi kazanarak Altınordu Ziraat Odası Başkanı olarak halende görevimi devam ettiriyorum.
-Altınordu Ziraat Odasının amaçları ve projeleri nelerdir?
Bu oda 1963 yılında kurulan bir ziraat odasıdır. O yıldan beri çiftçilere Türkiye genelinde hizmet etmektedir. Bizim Ordu’daki ziraat odalarımızda bölgedeki fındık yoğunluğu olduğu için fındık üzerinde daha çok hizmet vermekteyiz. Üyelerimizin yüzde 80’lik kısmı fındık üretici olurken bunun yanında balık, çilek, hayvan ve kivi yetiştiren üreticilermiz de mevcuttur. Biz ziraat odası olarak çiftçiye sahip çıkan, çiftçinin hakkını arayan bir sivil toplum kuruluşuyuz. Burada toprak tahlil labratuvarımız ile üreticiye hizmet etmeye devam ediyoruz. Biz göreve geldiğimiz günden bu yana bir çok çalışmalara imza attık. Bunlardan en önemlisi de Ordu’ya ytakışan bir ziraat odası yapmamız oldu. Tarım danışmanlıklarımız aracılığıyla üreticilerimize mahallelerimizde seminerler düzenliyoruz. Ayrıca çiftçilerimize sertifikalı eğitim veriyoruz. Önümüzdeki günlerde de bu tür kurslarımız devam edecek. Üreticilerimizin her zaman yanındayız ve yanında da olacağız.
-Yaklaşık kaç üyeniz var?
Yaklaşık 30 bin civarında üyemiz var.
-Üye bulmnakta sıkıntı çekiyor musunuz?
Üye olmanın belli bir şart namesi var. Öncelikle üyelerimiz çiftçi olması gerekmektedir. Her sokaktan geçeni üye yapamıyoruz.
-Bu zamana kadar hangi çalışmalarınız oldu?
Biz bu bölgede toprak tahlil labratuvarı yokken onu kurduk. Bunun yanında toplamtı salonlarımıza üreticilerimize eğitimler veriyoruz. Mahallelerde eğitim seminerleri vererek üreticilerimizi bilgilendiriyoruz.
-Yaptığınız çalışmaları hangi meteryallerle vatandaşa aktarıyorsunuz?
Yaptığımız çalışmaları Altınordu Ziraat Odası resmi sitesi adı altında yayınlamaya çalışıyoruz. Bunun yanında Altın Çiftçi televizyon kanalında belli bir süre yayın yaparak aktardık. Görsel olarakda üreticilerimize medya yardımıyla ulaşmaya çalışıyoruz.
-Bundan sonraki süreçte bir projeniz varmı?
Bir çok projemiz var aslında ama 1959 yılında yapılan kanundan dolayı ziraat odalarının proje yapmasına fazla el verilmiyor. Ancak kanunlarda değişirse, ziraat odalarını yasal olarak biraz daha aktif hale getirirlerse tabi ki bizim de üreticiye yönelik projelerimiz var. Tabi bunun yanında da biz ziraat odası olarak lisanlı depoculuk projemizi devletimize sunduk. Sayın Ziraat Odalar Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar’ın önderliğinde bu projelerimizi sunmaya çalışıyoruz. Bunun yanında ürteticilerimize yönelik 4 tane mağzamız var. Bu mağzalarımızda üreticilerimize gübre, ilaç, zirai aletler bulundurarak üreticiye hizmet veriyoruz. Biz ziraat odası olarak ticarette de olmazsak, bu saymış olduğum ürünlerin fiyatı iki katına çıkar. Biz üreticilerimiz ucuz tarifeli bu ürünlerden faydalansın diye kar macı gütmeden üreticilermize mağzalarımızda hizmet ediyoruz.
-Ziraat odalarının en büyük sorunu nedir?
Şimdi ziraat odalarında bizim karşılaştığımız en büyük sıkıntı anayasal sıkıntıdır. Ziraat odalarının biraz daha yaptırım gücü olması lazım. Sadece bizim söylediklerimiz, söylemden ibaret kalıyor. En azından biz fiyat konusunda, söylediğimiz fiyatı destekleyecek kanuni gücümüz olması lazım. Fiyat düşerken, düşürenlere dur diyecek gücümüz olması lazım. Ziraat odalarının piyasayı denetleme gücü olması lazım. Böyle bir güç verilirse şu andaki üreticideki sıkıntılar olmayacaktır.
