25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günüdür. Peki neden 25 Kasım? Bir mücadeleyi kavrayabilmek için önce tarihine bakmak gerekir.
Yıl:1960… Yer: Dominik Cumhuriyeti… İktidarda: Rafael Trujillo
Rafael Trujillo yönetimi süresince ülkede baskı ve zulüm hakimdi. Zaman zaman bu zulüme direnen kişiler, yönetime baş kaldırıyor ve çok ağır cezalara maruz kalıyorlardı. Sisteme direnenlerden bazıları da Mirabel Kardeşler diye bilinen Patria, Minerva ve Maria adlı üç kız kardeşti. Bu direnişleri nedeniyle Mirabel kardeşler birçok kez hapse gönderildi, mülklerine el konuldu. En son Rafael Trujillo yaptığı bir halk konuşmasında “Ülkenin en büyük iki sorunu kilise ve Mirabel kardeşlerdir” dedi. Bu konuşmadan 23 gün sonra, 25 Kasım 1960’da eşlerini hapishanede ziyaretten dönen üç kardeşin arabaları yolda durduruldu ve bu üç kız kardeş önce tecavüze uğradılar; sonra da sopalarla dövülerek öldürüldüler. Bu olay sonrası 1981’de Dominik Cumhuriyetinde, 1999 yılında ise Birleşmiş Milletler tarafından 25 Kasım “Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü” ilan edildi.
Kadınlar dünyanın her yerinde, her zaman şiddete maruz kalmakta... Günümüz dünyasında kadına yönelik şiddet; sokaklarda, evde, iş yerinde, kısaca günlük yaşamın her yerinde uygulanmakta... Uygulanan şiddetin türleri de var...
Fiziksel şiddet, kaba kuvvetin korkutma, sindirme ve yaptırım aracı olarak kullanılmasıdır.
Cinsel şiddet ise kadında cinselliğin bir tehdit, sindirme ve kontrol etme aracı olarak kullanılması olarak tanımlanabilir.
Psikolojik şiddet, kişilerin davranışları ve konuşmaları ile karşısındaki kişiyi korkutması, sindirmesi, cezalandırması ve kontrol etmesidir. Psikolojik şiddet bizim göremediğimiz ama bizim için en önemli şiddet türlerinden biri...Sormadan söylenmeyen, bazı kadınların şiddet olduğunu düşünmediği bir şiddet...
Ekonomik şiddet ise ekonomik kaynakların ve paranın kadın üzerinde bir yaptırım, tehdit ve kontrol aracı olarak kullanılması olarak tanımlanabilir.
Şiddet eskiden de vardı ve hala var…Ama bu değil ki bitmeyecek...Elbette bitecek...Kadınlarımız eğitilip geliştikçe, eğitimli çocuklar yetiştirdikçe bu durum değişecek…
“Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin”, “Kızını dövmeyen dizini döver” “Kızın mı var derdin var” , “Eksik etek” gibi kadını aşağılayan cümlelerin, tanımların üstü çizilecek…Dilimizden çıkarılacak....Zihinlerdeki yanlış algı silinecek ve önce zihinlerimizdeki kadın özgürleşecek…