Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Mustafa KÖKSAL


90+4

90+4


Gol. 4 haftadır bunu bu başkana size inanmış bir avuç kişiye yaşatmanız, galipken takımı koruma, skoru koruma telaşı şampiyon olacak takım teknik kadrosuna yakışmıyor. Bu teknik kadro 52 Orduspor’un ve Şükrü Bodur’un takımında ise.

 

Bakın yok bu takım kötü, bu takım ruhsuz, bu  takım beddualı, bu takım şunun kurduğu  takım bu takım bunun gibi olmayacak sözler beni üzmedi de, zorla sayın Köksal ve Karlıbel’in, sayın Mertan’ın sonsuz ısrarları ile bu takımı alan, işinin, aşının içindeki huzuru belkide bu takımla  bu ilde bozan o adama üzülüyorum, sizler de üzüyorsunuz.

 

Kaç hafta bu ne güzel  önce 1 ve 0, sonrasında 75, 85, 90 sonrasında ise kenarda panik işler, son dakika korkusu sonuç sahada 2 puan ver gitsin rakiplerine. Bugün de  rakibin Bursa’ya.. Ne hoş....

 

Yazık, o insana yazık onca işinin koskoca sanayinin yükü altında iken Ordu’da bu olmayacak kötü işler ile olmasına yemin olsun üzülüyorum...

 

Emmi oğlu uğraşıyor da bu takım şampiyon olsun diye de, sayın emmioğlu can  kardeşin, yılların can dostun, ne istedi ki başka, bu takım iyi olsun, şampiyon olsun. 2. Lig’de olsun da böyle mi olacak bilemiyorum..

 

Sanki 4 haftadır Şükrü Başkan’a inat biz istemiyoruz dercesine takım son dakikalarda ki skor koruma utancı içinde gol yiyor.

 

Bende bu takımın idaresinde olan biriyim, bende üzülüyorum.

 

Bu takıma yoklukta parasız oynayan, destek olan, hayat, can veren öz çocuklarını kovdu tek tek  bu takımdan. İstenmediler, takımda sorun yoktu, öz evlatlarda yoktu, bu takımdan güçlü idi, nerede sahada bu transferler, özünde sporcu olsalar da yüreğinde o sporcuların bu forma aşkı yok, sadece parasal durumlar, duygusal değil.

 

Geçen yazdım ben sadece Şükrü Beye, o büyük hayallerine her hafta süpürge atanlara isyanım. Onca kişinin keşke çok kötü olsun diye el açtığı bu ilde o insan gülsün isterimde hani…

 

Benim derdim bunca bedduayı ederlere karşı bu durumu oluşmasında emeği olanlara sessiz olunmasına. Bir camiadakilerin Ordu ile bütünleşememesine, basını ile, taraftarı ile takımlar ile öz olamayışına isyanım..

 

Her şey eksik, yanlış çok, alt yapıdan üst yapıya bir yol yok....

 

Yine mi hüsran.. Özür sayın Bodur, sen elini verdinde el verenler kaçtı... Bu il için her şeyi yaptın sağol.

 

Birde doğru ise  logo meselesi dolaşıyor ki, tamda ligde takım iken, buda iyi olmaz bence. Teknik heyette streste bir sendrom oluştu, son dakika sendromu...

 

Karar idarenin özünü kaybeden her takım ruhunuda kaybeder…

KULÜP BAŞKANI

İşi bilen, konuya hakimse ve bu futbolun icinde önemli parçası olacaksa, işini birileri eliyle emanet usulu yapmayacaksa, takıma yüzde 50 katkı verir o başkan, manevi ve maddi.

Bunuda ancak manevi olarak büyük beklentisi olan, cesur ve profasyonel insan yapar, yanına da birilerinin ricası ile değil işinde, fabrikasında sorumlusu nasıl prafosyonel seçimse, teknik adamı da öyle seçmeli.

O yüzden doğru teknik adam olursa doğru takım yapılır, doğru oyuncular alınır, başarılı olmak için de sahada takım izlersin, ızdırap değil.

Kulüp başkanının tutkusu yoksa, sakin değilse , kaybedilen her maç sonu agresif ve soyunma odasına girmeden kaçansa, o takımdan bir cacık olmaz.

Baskan sakin, moral veren, endişesiz, düşünense, işine odaklı ise, ileriye bakan ise, altyapı özellikle vazgeçilmez aşkı ise, o baskan ve takım başarır.

Sabırlı, hamleyi bilen, cesur hedef koyan, güvenli teknik adamlar iyi başkanla başarılarını yaşamıştır.

Genç yeni teknik adamların başlarına gelen en kötü işler nedir derseniz, işini bilmeyen, bilircesine acımasız olan baskan ve idareciler.

Zorba fikir, işlere karışan beyinler, mağlubiyetle tehdit etme yavşaklığındakı başkan, idareciler..

Bunlar bu futbolun içine girdiler booommmm patladı futbol.