Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Muzaffer GÜNAY (AŞK HİKAYELERİ)


   BEN KÖY KIZI DEĞİLİM (4)

UNUTULMAZ AŞK HİKAYELERİ


            İkna etmek için kendince bastırıyordu Hekacı Nazmiye:

         - Bilirim ben seni bacılık. Şey.. yani..cahilliğime ver, Hüsniye Hanım. Seni mi kıracak Dursun Bey?!  Şu iki gözüm önüme düşsün ki (Sağ eliyle sağ gözünü kapatır, fakat farkında değildir.) hemencecik tamam der.

Ev sahibi Sır laf olsun, torba dolsun kabilinden sormaya devam eder:

         -Oğlun ne iş yapar?

         -Su işlerine bakar..

         -Anlamadım.

         -Şehirde su tesisatçısıdır. Evlere, iş yerlerine gider, çağrıldığında. Maşallah, herkes memnunmuş oğlumdan.

         Hüsniye Hanım ansızın derinlere dalar; köyde yaşadığı   zamanlar canlanır zihninde. Kısada sürede kendine gelir. Sorularına devam eder:

         -Kaç yaşında oğlunuz?

         -Yirmi üç..

         -Askerliğini  çıkarmış aradan. İyi.

         Hüsniye Hanım, tabiatı icabı, insan  onuru ile oynamaz, her insanın kendi özelinde değerli olduğunu düşünür. Merhume büyükannesi daha çocukluk zamanlarında, her hangi bir sebep olmadıkça insanları hor görmenin büyük günah olduğunu söylermiş. 

         -Birbirlerini tanımıyorlar henüz.

         Nazmiye:

         -Tanışıyorlar, bacılık?

         Şaşırır, Hüsniye Hanım:

         -Buna inanacağımı bekliyorsan, nafile beklersin.

         -Tövbe tövbeee… Sen beni ya dinlemiyorsun, ya da  kaaleye (ciddiye) almıyorsun (vurgu yaparak)  Hüs…niye Hanımcığım! Sen de bilirsin ki,  Hekacı lakabı bu bacılığına süs olsun diye takılmadı her halde. Lakaplılar, her daim bir adım önde gider. (Bu esnada öfkeli gözlerini muhatabının gözlerine sabitlemiştir, Hekacı Nazmiye).

         Hüsniye Hanım,  evine gelen kim olursa olsun nasıl davranılması gerektiğini bilmektedir. Misafirini  aslında seviyor, önemsiyordu, lakin talebini uygun görmemiştir. Yine de köylüsü ve uzaktan da akrabası olduğu için kırmadan başından savmak istiyordu. 

         Yumuşak bir lisan ile:

         -Önce gençlerin (Tarık ile Fidan) görüşmesi, tanışması  gerekir. Karar verecek olan da kendileri nihayet. Eskide kaldı görücü usulleri.

         -Görüşüp tanışmışlar…

         -Mümkün değil.

         -Kızına sor…

         -Ona sormam. Genç kız neticede. İncinir, alınır. Üzülmesini istemem.

         Bu aradan saatler geçmiş, ne ki ikisi  de vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştır.

         Birlikte yedikleri öğle öğününden sonra, Nazmiye kadın iyi haberler beklediğini söyleyip vedalaşarak köyüne döner.

         (devamı gelecek sayıda)

 

 

                                      ****************