Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Muzaffer GÜNAY


HZ. PEYGAMBERİ SEVMEK

HZ. PEYGAMBERİ SEVMEK


            Hz. Peygamber Efendimiz’i  layıkı ile seviyor muyuz acaba? Bu sevginin ölçüsü nedir? Kimdir o ki,”işte bu adam Peygamberimizi layıkı ile seviyor..” cümlesinin hakkını vermiş olsun?..

            Peygamber sevgisinin ölçüsü, yapıp ettiklerini, kılık kıyafetini şeklen, yani kuru kuru taklit etmek değildir, olmamalıdır.

            Öncelik O yüce Elçi’yi anlamak olmalıdır. Anlamadan sevmek, katiyen bir mana ifade etmez. Anlamak içinse, Kur’an’ı iyice idrak etmek lazımdır. Bunun yolu, yöntemi ise Yüce Kitabımız Kur’an’ı Kerim’i okumaktır. Nasıl okumak ama? Anlayarak okumak. Arapça bilmeyenin yapacağı iş çok basittir. Mealini, tefsirini okumak. Evet bu işte. Okuma yazması olmayanın da mazereti olamaz.  Okuyabilenden dinlemek gerekir. Demek ki, hiçbir gerekçe, Kur’an’ı okumamak için gerekçe değildir. Peygamberimiz okuma-yazma bilmiyordu; ama Kur’an’ı O’ndan öğrendi sahabe. Ha, demek ki neymiş: “Ben okuma bilmiyorum.” demek, geçerli bir mazeret değilmiş. En zor şeyleri öğrenen biri, sıra Kur’an öğrenmeye gelince ,mazeretin bini bir para.

            Nitekim Yüce Elçi, şöyle buyurur:

            “Hayrukum men teallemel Kur’an’e ve hüve allemehu..”

            Türkçesi:

            “Sizin en hayırlınız Kur’anı öğrenen ve öğretendir.”

            Buna göre, amellerin en hayırlısı Kur’an’ı hakkı ile anlamak ve uygulamak için gayret göstermektir.

            Allah, ayette Hz. Muhammed Efendimiz için:

            “(Ya Muhammed) muhakkak ki sen büyük bir ahlak sahibisin..”buyurur.

            Ahlak her işin başıdır.

            Ahlaksız bir insan, ne yaparsa yapsın Allah’ın rızasını kazanamaz. Allah’ın rızasını kazanan biri hiç şüphesiz ki, Peygamberimizi hakkı ile seviyor demektir. Peygamberimzi içtenlikle seven biri, Allah’ın emirlerini tutar, yasaklarından kaçınır. Hayatını Kur’an’a göre yaşar. Hayatını Kur’ana göre yaşayan Cennet’i hak eder. Cennet’i hak eden ebedi huzuru garantilemiş olur.

            Hz. Peygamber’i sevmek için bir de Siyer bilmek lazım gelir. Siyer, Peygamberimizin hayatını konu alan kitaplara verilen addır.

            Dünden bu güne çok sayıda siyer kitabı yazılmıştır ve yazılmaktadır. Ömründe üç hadis bilmeyen adamın Hz. Muhammed’i sevdiğine kim inanır? Onca siyer eserinden bir tekini bile okumamış ama “Ben Peygamberi çok seviyorum..” diyen, sadece kendini aldatmış olur, tanımadan sevmek hiç mi hiç mümkün değildir çünkü.

            Elindekini paylaşmaktan kaçınan ne derse desin, Peygamberimizi sevmiş olamaz. Neden? Çünkü O, elinde ne varsa dağıtırdı.”Veren el alan elden üstündür.” Sözü O’na aittir. Uygulamadıktan sonra bu söze inanmanın da hiçbir faydası olmaz.

            Kur’an okuyan, Hz. Muhammed’i tanımış olur. O’nu tanıyan ister istemez sever. Müslümanların en büyük eksikliği, Kur’an’ı öğrenmeye yanaşmaması tabiatı ile Hz. Peygamber’i öğrenmemesidir.

            Sahabe şöyle derdi:

            “Anam, babam sana feda olsun ey Allah’ın Resülü!!”

            Sevmek budur işte