Bir Müslüman için İslam’ı doğru anlamak hayati derecede önemlidir. Zira doğru anlaşılmadıkça gerçek dini yaşamak mümkün olmaz.
Doğru İslam nedir?
Cevabı tek cümle: Kur’an’ın tamamı ve Hz. Peygamber’in sünneti. İşte İslam budur. İslam’ı en mükemmel şekilde yaşayan mümtaz örneğimiz elbette H. Muhammed (SAV) Efendimizdir. Nitekim Kur’an’da : Mealen : “ Muhakkak ki Allah’ın Elçisinde sizin için en güzel örnekler vardır.” Bir başka ayet şöyledir: “ Allah ve Resulu size neyi emrederse onu yapınız, neyi yapmayın diyorsa, onu yapmayınız.”
Kur’an mübin’dir,yani apaçıktır. Gizem ve kapalılık söz konusu değildir. Çünkü, Kur’an insanlığa rahmet olarak indirilmiş olup son Kitaptır.
Bununla beraber, herkesin anlama kapasitesi aynı değildir. Bu noktada alimlere müracaat etmekten başka yol ve yöntem yoktur. Nitekim ilim ve ilim adamı tam da bu nedenle Allah’ın övgüsüne mazhar olur.
Fakat asırlar içinde İslam çok farklı toplumlar ve coğrafyalara yayılınca, ilk dönemdeki gibi rahat anlama ve uygulama zaman içinde ayrışmıştır. Mezheplerin ortaya çıkışının ana sebebi de budur.
Kur’an’dan uzaklaşan kimi dini akımlar ve ekoller gerçek dinin içine hurafeler, bidatlar bulaştırmaktan geri durmamıştır. İster bilerek ,ister bilmeyerek olsun, bu olumsuzluk tarihten beri süregelmektedir.
Dikkat edilmesi gereken bir mühim mevzu da şudur:
Türk İslam’ı, Fars İslam’ı , Arap İslam’ı gibi kavramlar , Kur’an’ın özüyle birebir örtüşmez.. Çünkü İslam tektir. “ Allah indinde tek din İslam’dır.” Buyurur Kur’an.
Fakat, Türk Müslümanlığı, Arap Müslümanlığı, Fars Müslümanlığı yerinde kavramlardır. Çünkü Müslümanlık bizim yaşam tarzımızdır. Anladığımızı uygularız.
“ İslam dini ile Müslüman’ı birbirinden ayırmamız gerekiyor. İslam, Allah’ın yüce dinidir. Müslümanlık bizim onu anlayış, yaşayış biçimimizdir. İslam coğrafyasının bir çok sorunu var. Gelişmişlik, sağlık, fırsat eşitliği, çevre, çalışkanlık,üretim, milli gelirin dağılımı, sosyal adalet, yöneten- yönetilen ilişkisi, siyasi katılım, baskıcı rejimler, insan hakları ve özgürlükler, kadın hakları gibi bir çok alanda bir dizi sorun var. Bir de yanlış din eğitimi ve asılsız dini bilgiler ortalığı sarınca sorunlar katlanıyor. Tüm bunların altında bunalan toplumların her bir sorunu dinle ilişkilendirmesi , kör bir tevekkül ve kaderciliğe kaçması ya da kendi yapıp edeceklerini de dinden beklemesi doğal karşılanıyor. İsyan eden de din adına isyan ediyor, bir köşeye sığınıp çaresizlik çeken de buna din adına katlanıyor. Yanlış din algıları, sorunu çözme yerine onu daha da büyütüyor ve içinden çıkılmaz kılıyor. “ ( İslam’ı Doğru Anlıyor muyuz? Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, s.363)
İslam doğru anlaşılsa bu gibi olumsuzluklar elbette yaşanmaz.
