Küçük şehirlerde herkes birbirini tanır. Hangi köşeyi dönersen dön, karşına ya bir arkadaşın, ya bir yakının çıkabilir. Veya sizi tanıyan her hangi biri. Köşe yazarı gerçekten köşe yazarı ise konu bulmakta güçlük çekmez. Ancak, Ordu gibi nüfus olarak ortalamanın altlarında kalan butik kentlerde yazacağınız köşe yazısı, genellikle suya sabuna dokunmayan cinsten olmak zorundadır.
Şayet, kimi riskleri göğüslemeye hazırsanız, kayda değer konuları gündeme taşıyabilirsiniz. Bu riskler neler olabilir mesela? En başta, sitem... Olmadı, hakkınızda yoğun bir karalama kampanyası.. Duruma göre, tepkiler sizi bekler, her daim. Bu tepkilerin bazısı çok can sıkıcı olabilir de zaman zaman.
Mahkemelere taşınması da olasılık dahilindedir. Yahut nereden sizi bulduğunu anlamadığınız terslikler.
Bir diğer eksi durum daha var. Mesnetsiz şekilde çıkarılan dedikodular.
Köşe yazarlığının küçük yerlerde artılarından söz etmek mümkün mü ? Kuşkusuz. Bir kere toplumsal çevreniz daima büyüme sürecinde olur. Kamuoyunu direkt ilgilendiren sorunları çözüm önerileri ile beraber köşenizden paylaşmanız halinde cılız da olsa müspet geri dönüşlere muhatap olabilirsiniz..
Netice; küçük kentler, tarafsız yazma adına pek uygun sayılmaz kanımca..