"Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine de olsa adaletten asla ayrılmayın. Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer bildiğinizi değiştirir ya da şahitlikten vazgeçerseniz, biliniz ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Nisa Suresi 135. Ayet)
Bu ayetin muhatapları sadece iman edenler. İman etmeyenler için bir şey yok. Önce kendinizi şöylece bir kontrol edin ve sonra ayetin Arapçasını ve mealini okuyun sonra da "Allah Allah! Bu ayete ben ne kadar uyuyorum. Gerçekten ben her konuda adalet üzere miyim?" diye sorun. Bunu size söylerken öncelikle de kendime söylüyorum, sonra da "evet" diyemiyorum.
Fakat en azından bazıları gibi bile bile, körü körüne sırf yandaş olmam hasebiyle benim gibi düşünmeyenlere karşı adaletsizlik etmemeye çalışıyorum.
Ne yazık ki, dünyanın en düzgün insanları olması gereken Müslümanlar biraz kaba olacak ama " en yamuk insanları. Yüce Allah'ın yarattığı fıtrat üzere yaşayan, emirlerini yerine getirip nehiylerinden gerçek manada kaçabilen kaç Müslüman var.
En yakınlarınızın bile lehine olacak şekilde yalancı şahitlik yapmaktan men eden Allah'ın kesin emri varken, bırak yakınlarını hiç tanımadığı insanlar için küçük menfaat için yalancı şahitlik yapan bir sürü insan tanıyoruz.
Belki bu dünyada yalancı şahitlik yaparak hakim, savcı ve adaleti yanıltabiliriz. Fakat öbür dünyada yalancı şahitlik yaparak kimseyi kandırma şansımız olmayacak. Amel defterimizi önümüze açacaklar ve oku diyecekler.
"Yalanla iman bir arada durmaz" diyen atalarımız ne güzel söylemişler. İmanınızdan olmak istemiyorsanız, lütfen konuştuklarınıza dikkat ediniz.
