Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Levent AKTAŞ


ADALETİN BU MU DÜNYA?

ADALETİN BU MU DÜNYA?


Güvenemem servetime, malıma
Umudum yok bug
ün ile yarına
Toprak beni de basacak ba
ğrına

Adaletin bu mu dünya?
Ne yar verdin ne mal dünya
Kötülerinsin sen dünya

İyileri öldüren dünya…

Şair ve yazar Ali Ercan, ne güzel de dile getirmiş bu dünyanın ne kadar da kötü bir yer olduğunu değil mi?

Bu dünya kötülerin adaletinin hüküm sürdüğü bir yer mi, yoksa iyilerin cehennemi yaşadığı bir yer mi hala çözebilmiş değilim.

Geçtiğimiz günlerde ülke gündemine düşen Elmalı davası tüylerimi ürperten, ayrıca artık kopsun kıyamet diye çığlık attığımız bir dava oldu.

Bir anne ve üvey babanın cinsel istismarına uğrayan biri 7, diğeri 10 yaşındaki iki çocuğun çığlıkları herkesin kulaklarını tırmaladı.

Yaygın bir hata var: Kadın beyanı esastır cümlesinden hareketle “Çocuk beyanı da esastır deriz veya öyle düşünürüz. Evet, bu olay gerçek midir, yoksa çocuklar tarafından uydurulmuş mudur?

Sanmıyorum…

Çocuklar çizdikleri resimlerle nasıl cinsel istismara uğradıklarını anlatıyorlar. Bir görseniz, şaşar kalırsınız. Ben düşünüyorum da, benim çocuğum incinmesin, kırılmasın diye her dediklerini yapıyoruz. Onları el üstünde tutup, bir dediklerini iki etmiyoruz. Belki yanlış yapıyoruz ama onlar bizim en kıymetli varlıklarımız…

Elmalıdaki olay keşke gerçek olmasaydı!! Ama görüyorum ki, pedagog eşliğinde ifadeleri alınan çocukların beyanatları ve yapılan incelemeler sonucunda olayın gerçek olduğu sabit görülüyor. Buna rağmen, tutuklu bulunan anne ve üvey baba serbest bırakılıyor. Bu nasıl bir adalet sistemidir, lanet okuyorum sadece…

Bugün sabahtan beri ilgili aileye küfürler ettik, onları yuhaladık. İçimizden gelen ne kadar küfür, beddua varsa ettik. Fakat, bunlar sonucu asla değiştirmiyor.

Biz ne istemeliyiz? Bu şahısların cehenneme gitmesini mi? Yoksa bu olayın, psikiyatristler gözetiminde, torpilli hakimlerle değil de liyakat sahibi hukukçular tarafından titizlikle incelenmesini mi?

Biz adalet istemeliyiz. Adalet.

Şu anki gösterişli adalet binalarını değil, adaletin kendisini.

Sesi çıkmayan çocuklar için, hastaymış gibi davranılan eşcinseller için, zorlama ve şiddet gören engelliler için, sapık herifler tarafından her gün öldürülen kadınlar için.

Biz adil yargı süreci istemeliyiz. Bir durumda değil, her durumda. Kimseye küfür edip rahatlamamak, tarafsız ve güvenilir bir adalet sistemi kurulana kadar her zaman rahatsız ve talepkar olmak. Adalet, herkese lazım. En adaletsizlere bile.

Mutlu bir gelecek ancak çocuklarımız gülerse; mutlu, huzurlu ve özgürce büyürlerse mümkün olabilir. İstismarın affı olmaz, olamaz

Tüm siyasi partilerin vicdanlarına sesleniyorum!

Ben bir birey olarak, en önemlisi anne ve baba olarak Meclis çatısı altında bulunan, halkın gözü ve kulağı olan Milletvekillerine, Bakanlarına bu utanca son vermeleri konusunda uyarılarda bulunmak zorundayız! Toplum olarak bizler, bir çocuğun çıkaramadığı ses olmak zorundayız!

Artık yeter!