Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Tevrat İŞLEYEN


AHLAKİ ÇÖKÜŞ

AHLAKİ ÇÖKÜŞ


Son yıllarda toplum olarak her geçen gün ahlaka dair, ahlaki çöküş noktasında iğrenç ve korkunç olaylarla ilgili haberlerle yatıp kalkıyoruz. Bu gidişat, aile ve toplum olarak kalıcı tedbirler alınmadığı takdirde yavaş yavaş toplumsal bir ahlaki çöküşe doğru gittiğimizi ifade etmektedir. Kâğıt üzerinde halkımızın yüzde doksanının Müslüman olduğu ülkemizde bu nasıl bir ahlaki anlayış ve bu nasıl bir Müslümanlık, inanın şaşırmamak elde değil!

Her türden cinsel taciz, kadına şiddet ve ahlaki yozlaşma haberlerinin meydana geldiğini de üzülerek, utanç duyarak öğreniyoruz. Hatta ilahiyatçı kimliği ile bilinen bazı kimseler tarafından rüşvetin, haramın, stokçuluğun, karaborsacılığın çeşitli kılıflara uydurularak besmele ile yapıldığında helâl olacağını söyleyenler bile var.

Bunların yanı sıra isteklerini yerine getirmedikleri ve istenileni vermedikleri için annelerini, babalarını öldüren gençlerle, ayrıldığı eşlerini acımasızca öldüren caniler de var. Bütün bunları duyduğumuzda, düşündüğümüzde toplumsal bir ahlaki çöküşe doğru gittiğimizi görüyoruz.

Ahlakın genel bir tanımı olsa da, kimilerine göre ahlakın, insanların bilerek ve isteyerek yapa yapa alışkanlık haline getirmiş olduğu davranışlar kümesi olarak görmek mümkün. Eğer bu huylar iyi ise, bireye iyi ahlaklı, kötü ise kötü ahlaklı diyoruz. Bireyin iyi ya da kötü ahlaklı oluşunda, yetiştiği aile ortamının, bireyin aldığı eğitimin ve sosyal çevrenin ve özellikle de dini duyarlılığının etkisi büyüktür.

Unutmayalım ki, ahlaki değerlerden uzaklaşan birçok eski milletlerin yıkılışlarında ahlaki bozulma ve çöküntünün önemli ölçüde rol oynadığı da bir gerçektir. Uluslararası insan hakları bildirisinde de işaret edildiği gibi, insanlar sadece kendi doğrularına göre yaşamaya kalkarsa toplumsal sorunlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle toplumsal kurallar ve evrensel ilkeler oluşmuştur. Bu kurallar aslında ahlakın temelini de oluşturan kurallardır. Olumlu tutum sergilemek, toplumun her bir ferdine saygı duyup haklarına riayet etmek güzel ahlak göstergesidir.

Ancak saygı ve sevgi sadece insanlara karşı olmamalıdır. Dünyada birlikte yaşadığımız diğer can dostlarımıza da saygı ve sevgi göstermek kendini ifade edemeyen savunmasız her canlının da hakkını koruyabilmek güzel ahlak sahibi olmanın en önemli göstergesidir.

Mesela; insanlara karşı kaba olmaktan kaçınarak saygı göstermek, ibadet yapılan yerlerde kötü davranış sergilemekten kaçınmak, trafikte hoşgörü sahibi olmak, şefkat ve nezaket sahibi olmak, çevreye karşı duyarlı olmak, izin almayı, müsaade istemeyi bilmek, gerektiğinde özür dilemeyi bilmek, yemek yerken adabı muaşerete uymak ve farklı düşüncelere saygı duymak … gibi kurallar herkesin riayet etmesi gereken hususlar olmalıdır.

 Bizim önce bu kurallara uymamız ve bunları bizatihi yapmamız lazım. Kurallara uymadan kural anlatmanın ve başkalarına öğüt vermenin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bunları yaptıktan sonra geriye kalan iş, bu kuralları çocuklarımıza anlatmak, öğretmek, birlikte bu kuralları uygulamak ve şartlar ne olursa olsun doğrulardan vazgeçmemektir.

Bu anlamda aslolan; içerisinde bulunduğumuz şu  mübarek Ramazan ayında yedi yaş üzerindeki çocuklarımızı oruç utmaya alıştırmak, onlara iftar ve sahurun hazzını tattırmak, yaşları itibarı ile onlar oruç tutamadıkları için onlara oruçlunun yanında yeme içmenin doğru olmadığını anlatarak, oruca saygıyı öğretmek, onlara bayramı, bayramlaşmayı ve dini hassasiyetlerimizi anlatmak en tabi görevimiz olmalıdır. Sağlıklı, sıhhatli ve mutluluk dolu bir Ramazan geçirmemiz dileğiyle.