Bugün, 18 Nisan 2024 Perşembe

Kemal MENCELOĞLU


AKİF’İM SEN ÜZÜLME!

AKİF’İM SEN ÜZÜLME!


Sağlığında millettin, ölünce vatan oldun,

Akif’im sen üzülme gönülde yatan oldun,

Sana hayran bu millet, sana borçlu bu gençlik,

Hayat ve mematınla mutlak gerçeği buldun.

 

İstanbul’dan Ankara’ya geçerek geldin,

Sanki baldıran zehirini içerek geldin,

Hava zehir soluyor, Anadolu bunalmış,

Ne fark eder? Hayat ya da ölüm seçerek geldin.

 

Orhun anıtlarından işaret alıyordun,

Köklerin mazilerde derine dalıyordun,

Kafan, gönlün dopdolu, herkes seni anlamaz,

“Korkma!” Diye başlarken yalnız da kalıyordun.

 

Bölgeleri dolaşıp vaazlar veriyordun,

Bu milletin önüne durumu seriyordun,

Sana inandı millet riyayla işin olmaz,

Manevi cephelerin lideri oluyordun.

 

Cami- cephe arası gidiyor geliyordun,

Ey Türk’ün evladı! Durma, gelin diyordun,

Sanki Bedir Savaşı, kaybederse bu millet,

Ebediyen yok olur, elbette biliyordun.

 

Ayetlerden işaret, Resulden ışık aldın,

“Korkma!” diye başlarken derin hayale daldın,

Tevhit ile şehadet umut oldu millete,

Mutlak olan zaferi gönüllere sen saldın.

 

Öyle büyük bir kimlik verdin ki sen millete,

Gönüllere girerek, davet ettin izzete,

Haçlı sürülerine ecdat verdi büyük ders,

Allah’ım düşürmesin bu milleti zillete.

 

Aklı hür, vicdanı hür; alim, arif adamdın,

Her halinle hoş kokar, çok başka senin yadın,

Kur’an, Sünnet bahçesi dolaştığın mekanlar,

İşte tam da o yüzden unutulmuyor adın.

 

“Evet Efendim, ne dersen o olur” demezdin,

Aklını, vicdanını hiç kiraya vermezdin,

Allah, vatan, millet, ezan, Kur’andı derdin

Kula kulluk etmeyi, ömür boyu sevmezdin.

 

Ayak bastığın yerler, haykırır şimdi seni,

Sosyal kesimlerle dokumuşsun deseni,

Kendi fakir, gönlü zengin bir irfan abidesi,

Eğer paran olsaydı açacaktın keseni.

 

Her gün adın anılır, ülkemin her yerinde,

Öyle büyük sevgi ki, bilesin çok derinde,

Akif’im huzurlusun, Rabbimin takdirinde,

Acı var, ıstırap var, hasret var kaderinde,

Gençlik seni hisseder, gönlünden de derinde.