Abdullah ALTAŞ

Tarih: 02.11.2020 09:20

AVRUPA VE AMERİKA BİRLEŞİK HAÇLI İTTİFAKI

Facebook Twitter Linked-in

1960 ve devam eden yıllarda,  çok sayıda insanımız, özellikle Almanya'ya , çalışmak, biraz para kazanmak, sonrada Türkiye' ye dönmek düşüncesiyle gitmişler, fakat şartlar ve kader onların orada kalıp yurt yuva kurmaları neticesini doğurmuştur.

    Yurt dışına çalışıp para kazanmak amacıyla giden insanımız zaman içerisinde, eşini Almanya 'ya götürmüş, çocukları Avrupada dünyaya gelmiştir.

Gurbetçilerimiz zaman içerisinde maddeten güçlenip, ticari müessese sahibi olmuşlar oranın ekonomisine katkıda bulunmuşlardır. İkinci üçüncü daha sonraki nesiller Avrupa, özellikle Almanyada dünyaya gelmişler oranın vatandaşı olmuşlardır.  İnsanımız özellikle Almanya 'siyasi yaşamında da söz sahibi olmaya başlamışlardır.

 

1965 yılından itibaren insanımız aynı şekilde aynı gaye ve düşünceyle Fransa' ya gitmişlerdir.

1966-1967 yıllarında Almanyadan yetmişbin gurbetçimiz Avusturya, Belçika ve Hollanda'ya geçmişlerdir. Konuk olarak geldikleri ülkelerde, kader onları kalıcılığa yöneltmiştir.

     Gurbetçilerimiz, izinlerini kullanmak üzere Türkiye'ye geldiklerinde, özellikle Almanya düzenini,  insana verilen değeri, ülkenin ekonomisini, insanların dinlere göre değerlendirilmediğini, insancıl olduklarını, hristiyan fundamentalist olmadıklarını  çok çalışkan olduklarını,  dürüst olduklarını, ballandıra  ballandıra anlatırlardı. Bizlerde gurbetçilerimizin doğru olan bu tesbitlerini o zamanlarda zevkle dinlerdik.

 

        Son yıllarda gurbetçilerimizden Almanya ve Fransa ile ilgili bu gibi övülmeye değer sözleri artık duyamıyoruz. Gurbetçilerimiz yalan söyleyecek değil herhalde, olmayan bir özelliği neden söylesinler. Herhalde yukarıda sayılan özellikler artık oralarda kalmamış olsa gerek.

       Azerbaycan, ermeniler tarafından gasbedilen topraklarını Türkiye nin de yardımıyla geri aldığı şu sıralarda, Amerika, Almanya, Fransa, Hollanda adını anmadığımız diğer birleşik haçlı ittifakı, hilalin, haç 'a galip gelmesini hazmedememiş olacaklar ki hemen    harekete geçmişlerdir. Kin ve kalleşliklerini kusmuşlardır. Türkiyenin güçlenmesini hazmedemeyen, fiziksel olarak  ürkiye’nin karşısına çıkamayan birleşik haçlı itti fakı, bizi tahrik edip ayağımızı kaydırmak için dinimizin kutsallarına hakaret etmeye başlamışlardır. Almanyada polisin ayakkabılarıyla camilere yaptığı baskın, aynı şekilde fransa’nın Peygamberimize yaptığı karikatür hakareti.

 Hani bu ülkeler dine göre hareket etmezlerdi?

Hani bu ülkeler fundamentalist değildi? Hani bunlar dürüsttü? Hani bunlar hümanistti? Hani bunlar demokrattı? Hani bunlar medeni! idi? Hani bu adamlar Hristiyan ümmetçisi değildi? Hani bu adamlar laikti?   Hani bu ülkeler ve insanları çok çalışkandı? Şimdi artık çalışmıyorlarmı?

    Öyle anlaşılıyorki bu ülkelerin işleri yolunda git miyor... Bu ülkelerin sömürge gelirleri azalmışa benziyor...  Bu ülkeler kardan zarar etmişe benzi yor...

 

     Türkiye nin son yıllarda ekonomi, enerji, silah  siyasi anlamda yaptığı atılımlar, bunların hareket  alanlarını sınırlamış olacakki ızdırapları ve kuyruk acıları bundan kaynaklanıyor. Türkiye bunların te kerine çomak sokmuştur.

     Bunlar, eski Türkiye yi aramaktalar, eski Türkiye’yi elimizden nasıl kaçırdık, hayıflanması içindeler.

  Rahmetli   Mehmet Akif Ersoy' un ifade ettiği gibi bunlar"tek dişi kalmış"canavarlardır. Bu tek diş  sömürgeciliktir. Bu tek diş de gittiği zaman ellerin bir şeyleri kalmayacak hale geleceklerdir.

 

     Avrupa coğrafyasında doğup büyüyen ve orada  vefat eden, avrupa kültürünü iyi bilen, Aliya İzzet  Begoviç şöyle diyor." Batı hiçbir zaman uygar ol  mamıştır! Bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur."

 

     "Ben Avrupa 'ya giderken kafam önümde eğik  gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldür medik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptı. Hem de Batı' nın gözü önünde. Batı medeniyeti adına..."


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —