Her yerde ortak paydayı oluşturan problemlerden biri, başıboş sokak köpeği terörü...
Bu kadar açık, bu kadar net ve bu kadar göz önünde bir problemin ısrarla çözülmemesi, akıl alır gibi değil. Canlı hayvan ticaretinden mama sektörüne, arkasında milyar dolarlık rantların yattığı bir kanser bu.
Kadınlar, çocuklar, yaşlılar sokaklarda köpeklere yem olurken, mesele artık köpeğin insandan daha değerli addedildiği bir sapkınlığa dönüştü.
Değerler dünyasını İslâm'ın tayin etmediği siyasetçilere söyleyecek bir şey yok. Ama en azından insanı "şerefli ve mükerrem" bir varlık olarak kabul etmesi beklenen muhafazakâr siyasetçilerin çoğunun da bu köpek meselesinin vatandaşta meydana getirdiği infiali ve öfkeyi önemsemediği görülüyor.
Şehirlerden köylere, sokak köpekleri bütün doğal dengeyi bozmuş meseleyi ciddiyetle ele almak ve çözmek zorunluluğu hasıl olmuştur. .
"Sizin çocuğunuz neyse, benim için de sokak köpekleri o."o zaman çocuklarına sahip çık insanların canını yakıyorlar yoksa onların da canları yanacak. (Armağan çağlayan)
Yazık.! Biz de Sokak köpekleri neyse sende o sun mu? diyelim.
Allah insanı meleklerden üstün yaratmış milletin çoluğunu çocuğunu köpekle bir tutan ruh hastalarıyla karşı karşıyayız.
Kendilerine şirin görünmek istediğiniz "hayvansever" ruh hastalarından kimseye fayda gelmez. Gelmediği gibi, canı yanan insanların edeceği yanık bir beddua, kurmak istediğiniz her şeyi devirir. Halkın gerçek gündemine kulak veriniz ve bu zulmü ortadan kaldırınız.
Daha kendi ülkesindeki kuduz köpeklerden kurtulamayan bir Türkiye, dünyanın kuduz köpekleriyle nasıl mücadele edecek?
Bir köpeği Kısırlaştırmanın maliyeti 500 TL, uyutmanın ( ne demekse) 4.000 TL imiş.
İlla sırtımızdan fuzuli yere milyarlarca lira harcayacaklar.
TOGG ile, İHA ile, SİHA ile, BAYRAKTAR, HÜRKUŞ, AKINCI, KAAN… ile derdi olanlar, bu sefer de İtlerin safına geçip, it sever oldular.
Onlar bir kez daha şaşırtmadılar ama doğru söylemek gerekirse, meselenin bu boyutlara gelmesi de, tamamen yetkililerin aymazlığı.
Eskiden, her belediyenin köpek itlaf ekipleri vardı ve kontrollü bir itlaf uygulanırdı.
Zira kontrollü itlaf bir zarurettir ve tarih boyu da hep olmuştur.
Bu doğru uygulama nedense yasaklandı.
Şimdi de Köpekler itlaf ekibi kurup, çocuklarımızı parçalayarak intikam alıyorlar.
10-15 sene sonra bile olsa gerçeği görüp hatadan döner gibi oldular şükür.
Darısı, yanlışta ısrar edip, nice canlar yaktıkları diğer meselelere diyelim artık.
Ama gel gör ki; hatayı fark ettikten sonra bile hata yapmaya devam ediyorlar.
Yine dört tane ruh hastasının öfkesinden korkup, bu işi hem sürüncemede bırakacak, hem de Devlete çok ağır maliyetler çıkaracaklar.
Sahiplendirmek için bir ay beklemek, bu sürede bakıp beslemek ve sonra da uyutmak nedir yahu.
Devletin işi köpek sahiplendirmek midir?
Bir köpek ya sahiplidir ya da sahipsiz.
Kaldı ki sahipli köpekler de saldırganlaşabilmektedirler.
Zira; Saldırganlık köpeğin yaratılışında vardır.
Ve ayda ortalama 1200 vatandaşımız saldırıya uğradığı için kuduz aşısı kervanına katılmakta, ciddi bir aşı maliyetinin yanında, maalesef ölenler de olmaktadır.
O halde bu durum; hızla artan şekilde genel sağlık ve genel güvenliğe karşı bir tehdittir.
Ve Devlet köpeklerden değil, Vatandaşlarından yana olmalıdır.
Öyleyse; bir ay falan beklemeden, hemen ve derhal sokaklarımız bu tehlikeden, en ucuz bir maliyetle kurtarılmalıdır.
Bu da ancak; eskiye dönmek ve işi köpek itlaf ekiplerine havale etmekle olur.
Artık bu iş ilkelliğe doğru gitmektedir.
"Kuzu etli köpek mamasını" savunan sahtekar Hayvan Severler, bu ilkelliği tercih ediyor diye sokaklarımızı onlara teslim edemeyiz.
Ama onları da düşünmek lazım derseniz, Hayırsız Ada ne güne duruyor.
Hem de on binlerce "Can Dostlarıyla" beraber gönderelim.
Mutlu mesut yaşasınlar…