Bugün, 23 Kasım 2024 Cumartesi

Muzaffer GÜNAY (AŞK HİKAYELERİ)


BEN KÖY KIZI DEĞİLİM (1)

UNUTULMAZ AŞK HİKAYELERİ


          Topal Hamdi kaba bir sada ile, şöyle uyarır oğlunu:

         -Son defa söylüyorum, sakın ola işime karışma Tarık!

         Tarık:

         -Fakat baba…

         Öfkesi katlanır Topal Hamdi’nin:

         -Bak, şu çocuk adam olmuşta bana akıl vermeye yeltenmekte. Bir komutan edasıyla ünler:

         -Bak sen şu oğlana. Kes sesini dedim, hala anlamaz mısın?

         Delikanlı yumuşaklığını  korumaya  gayret ederek:

         -Kabul etmiyor dedim ya baba kaç kere. Sayısını unuttum gönderdiğim haberlerin. İlk defa şimdi söylüyorum baba sana, kendim gittim, alenen açtım konuyu. Reddetti.

         Adam, zıvanadan çıkmış gibi parlar;

         -Ne derse desin, bu iş olacaak. İşte o kadar!

         Esasen Tarık, babasının hatırını kırmama adına sesini çıkarmamıştı. Köse Omar’ın kızı ile evlenmesini isteyen babası idi. Annesi ise hiç karışmıyor, sadece izlemekle yetiniyordu.       

                                      ************

         Tarık’ın annesi Hüsniye Kadın, tipik bir köy insanı idi. Birkaç sene önce kocasının (Sağırgiller’in Dursun) ardına takılıp gurbet yollarına düşmüşlerdi. İlk okul eğitimi bile almamıştı. Dursun ise ilkokulu bitirmişti. Çok akıllı, zeki, iyi huylu, işini bilen genç bir adamdır.

         Kaderinin gereği olarak Batı Karadeniz illerinden birinin merkezine kapağı  atmış; çok bir zaman geçmeden inşaatlarda çalışmaya başlamıştır. Uysal olması sebebiyle hanımı Hüsniye Kadın, bir uydu misali adım adım kocasını takip eder, bir dediğini de ikiletmeden yapmaktadır.

         Dursun, kafasını çalıştırmayı bilir, üç sene kadar inşatlarda çalıştıktan sonra belki de tevafuken tanışmış olduğu büyükçe bir iş adamının el vermesiyle önce taşeron, yine çok geçmeden de küçük çaplı inşaat işleri alarak  ufak da olsa müteahhit olmayı başarır.

         Hüsniye Kadın ise, ne olup bittiğinin farkına varmadan kocasına karşı vazifelerini harfiyyen yerine getirmektedir. Komşuluk ilişkileri zayıftır; zira şehir hayatı, köy hayatına benzemediğinden uyum sağlaması epey vakit alacaktır.

         Sağırgiller’in Dursun’u, bir müddetten beri Müteahhit Dursun Bey statüsüne kavuşmanın keyfini sürmektedir. Ne küçük, ne büyük, fakat orta çaplı Batı Karadeniz şehrinde başarılı, dürüst bir inşaat müteahhidi olabilmek, herkesin elde edebileceği bir başarı hikayesi değildir elbette.

         Kocasının tanınması ile birlikte çevre komşuları, yakın ilgi göstermektedirler artık kendisine. Gelenler, gidenler çoğaldıkça çoğalır ki birden bire ilgi odağı olması cihetiyle yeni ortamına uyum sağlaması epey çaba göstermesini gerektirmiştir. Öyle veya böyle Hüsniye Kadın, artık Hüsniye Hanım olmuştur.

                            ************

         -Gözün aydın Dursun Bey!

         -Allah analı-babalı büyütsün!

         -Baba oldun artık..

         Bayan komşuları, Hüsniye Hanım’ı tebrik etmek için ev ziyaretleri yapmaktadırlar.  Abartısı ile beraber, Dursun Bey’in evi birkaç günden beri düğün evi gibi dolup boşalmaktadır.

                   (devamı gelecek sayıda)