Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Mustafa KÖKSAL


BEYAZDI ORDU

BEYAZDI ORDU


Eskiden, kini, nefreti bilmezdi bu il. Ev ev ve sokak sokaktı aşk. Portakal bahçesi evler ve mis gibi koku, Nazif Bey Suyu..

Komşuluk vardı, camdan cama "Hu" sesleri; şimdi apartmanlara, siteler, sıcak su, kalirofor var, acaba o verdiği sıcaklık evlerde var mı?

Ordu bizden gittin ki öyle gittin, bugün suslu puslusun da bu sen değilsin. Güzelliğinle, portakal, mandalin, infirmière kokan bahceni de alıp gittin. Ayrılığın göç etmişçesine...

Şimdi sana mutlu cümle yazamıyorum, kanım kurudu, yüreğim acılarda ve şimdi her gün sana bakan ben.

Ordu sana ağlamaktan öte vereceğim bir şey yok, sen sitelerin altında acını yaşarken.

Ordu biliyor ya, ne kadar makyaj ne kadar bakım yapılsa da sana o eski tadın olmaz.

Gittin, gittin bizden, eski mutlu günlerinden.

İcten içe, boydan boya ağlayan şehir sanki her gün gezerken gördüğüm.

Ne millet sinemasının, ne renkli sinemanın, ne de yazlık bahce sinemalarının o gülen yüzü yok.

Modern dünyanın ezdiği kaldırım taşları altında Ordum, köprü başından, Hacı Kazımın hanı, Fatma Hocamın halk evi, o güzellik yok.

Koca bir sehir yaptı abilerim, evlatların senide; tadın yok be şehir, o stadın yanındaki, şimdi ranta ezilen kulübün önündeki meydan tadı kadar.

Koca şehir ettiler seni de, insansız sevgisiz. İcten içe, boydan boya ağlamasada mutsuz bir şehir.

Onca genç, onca mezun, sadece belediyelere neden bakıyor ki o insanlar, başka daire yokmuscasına.

Ben göz yaşımı da kaçırıyorum, koca şehrin sporu, spor alt yapısı yok, sokak alt yapıları kadar sağlam.

Ordu bugün ayrımsız siyasi, ekonomik. İyiki konuşmadığımız, isyan ettiğimiz Poyrazlar, Çebiler, Gürsoylar, sanayide ustalar, dükkanlarda evine ekmek kokusu sokan insanları çalıştıran canlar var.

Allah onlardan bin kez razı olsun.

Ben gözlerimin yarını kaçırıyorum aynalardan, kanım donuyor, bir tek dokunuş yeterken, niye oralar da rantin elinde?

Bak onu yapamıyor büyükler.

Standın, mor beyazın yanındaki otopark ne iş ya, onamı muhtaç devlet, onca insana mutluluk katacak iken.

O alanı geleceğini genç yüreğine sunmak bu kadar mı zor. Hani orada mor beyaz da varken şimdi, gelin Ordu’ya bakın burdayım derken, basit ama bu il için cok değerli servet o yer.

Ordu sen bizim tek aşkımızsın, esahtan.