Bilindiği üzere Mali Müşavirlerin Ticari Uyuşmazlıklarda Arabulucu olma yönünde talepleri var.
Öncelikle ben bunu kamu yönetim mezunlarının ''Avukat” olma isteğine benzetiyorum. Sonra yine yeteri kadar hukuk dersi almak koşuluyla farklı fakültelerden mezun olanlara verilen İdari Hakimlik hakkına sahip olanların Adli Hakim de olma isteğine benzetiyorum. Örnekler çoğaltılabilir. Keza hukuk nosyonu olmayan herkes hukukçuların en büyük düşmanı kesiliyor. Nedense bir avukat fakültede maliye iktisat dersi almasına rağmen ben neden Mali Müşavir olmuyorum demiyor. Ya da bir hakimin başka mesleklere yönelik mesnetsiz yetki gaspına giriştiğini görmedim. Mali Müşavirlerin, ticari uyuşmazlıklarda ancak bilirkişi olabileceği aşikar. Mahkeme İlamı yerine geçen belgeyi, hukuk fakültelerinden mezun olmamış, hukuk bağlılığı ve donanımına sahip olmayan ehilsiz kişilere vermek en başta hukukun güvenirliğini sarsacaktır. Mahkemelerin birçok alanda bilirkişi ihtiyacı olduğunu unutmayalım. Bizler kanunu uygular, uygulatırız. Ama her dava ile ilgili teknik konuları bilmeyiz, bilme zorunluluğumuz da yoktur. Bunun için bilirkişi marifetinden yararlanırız. İş Mahkemelerinde işçi alacaklarını hesaplayan bilirkişiler İş Mahkemesi Hakimi olmak isterse, boşanma davalarında katılma alacağını hesaplayanlar Aile Hakimi olmak isterse halimiz nice olur? Hukuk sizin başıboş at koşturacağınız bir mecra değil.
Her işi ehline bırakın. Bu tip talepler bile ülkede hukuka ve adalete son derece güvenin azaldığının acı bir göstergesi. Umarım Mali Müşavirler bu taleplerinden acilen vazgeçer ve kendilerine gelirler. Meslekten meslek doğurmanın abesle iştigal olduğu aşikar. Herkesin “bildiği işi’’ en iyi şekilde icra etmesi dileğiyle…