Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane...
Kahve bahane ama sohbet eşliğinde yudumlanan o kahve gönüllerde hoş bir seda bırakıyor.
Sade, şekerli, orta, az şekerli…
Kahvecide, evde, işyerinde, çarşıda…
Çoğu insan kendisine yapılan çok küçük bir iyiliği dahi kolay kolay unutmaz. Bu sadece bir fincan kahve ikramı olsa bile iyilik her zaman hatırlanır. Böylece o kişilerin her zaman hatırı sayılır. Bunu anlatmak için ise bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır atasözümüzde bizden önce yaşamış olan kuşaklardan bizlere miras kaldı.
Nereye gitseniz ‘Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır’ diyerek yapılan kahve ikramının keyfi de bir başka oluyor.
Kahve sohbetinin koyuluğunu ve tadındaki aromanın içilenle birlikte verdiği mutluluğu düşünürsek, gerçek bir dostun ruhunu yansıtıyor.
Bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırı dilimize, geleneklerimize yerleşmiş ve nesilden nesile aktarılır olmuş.
Bazen kahvenin tadı şekerden değil, eşlik edenden gelir. Terapi olur bize. Sohbetle de ne de güzel gider. Dünya’nın en zengin insanı birlikte bolca kahve içebildiğiniz insanlardır.
Boşuna söylenmemiş.
“Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane”…
Bu yüzden bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır.
Ağzımızın tadı hiç bozulmasın. Sevdiklerimizle kahve yudumlayıp hep hatır tazelemek nasip olsun.
