Olgun YÜKSEL

Tarih: 10.09.2022 07:16

BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİM

Facebook Twitter Linked-in

Malumunuz olduğu üzere Türk Sanat Müziğinde bir parçadır. Ümit Yaşar Oğuzcan tarafından yazılmış ve Rüştü Sardağ  tarafından bestelenmiştir. Bu parçayı bu kadar bilinir yapan hadise ise Kıbrıs Barış Harekâtı’dır.  Harekâttan yıllar önce yani 1960’ların başları ve ortalarında Kıbrıs’a birçok defa çıkarma yapılması yönünde girişimlerde bulunulduysa da Türk Ordusu bir türlü Kıbrıs’a çıkamamıştır. En son Johnson mektubu ile durdurulmuştur. Bu olaylar üzerine Rumlar radyoların da her gün “Bekledim de Gelmedin” parçasını yayınlayarak sürekli Türkler ve Türk Ordusu ile dalga geçmişlerdir. Parçayı da  Stelios Kazancidis isminde bozuk Türkçesi  ile rum bir sanatçı seslendirmektedir. Nasıl bir şey olduğunu bilmek isteyenler youtube sayfalarına sanatçının ismini yazarak ulaşabilirler. Bu parçalar çalınadursun nihayet, yıllar sonra 20 Temmuz 1974 sabahı Kıbrıs’a çıkarma yaparken Türk Radyosu’da, “Bir gece ansızın Gelebilirim” şarkısını yayınlamaya başlamış ve böylece Kıbrıs Barış Harekâtının sembol parçası olmuştur.

      “Bir Gece Ansızın Gelebiliriz” cümlesini yaklaşık 4-5 senedir Sayın Cumhurbaşkanı’ndan sıkça duyar olduk. Zeytin Dalı Harekâtı öncesi söyledi. Ordumuz Afrin Harekâtını başlattı. Barış Pınarı Harekâtı öncesi söyledi. Güney sınırlarımızın güvenliğinin alınması amaçlandı fakat durduruldu. Durdurulan bu harekâtın nihayete erdirilmesi için Temmuz ayı başlarında ki, her konuşmasında bir gece ansızın gelebiliriz cümlesini tekrarladı. Fakat iş hiçte öyle söylediği gibi gitmedi. Suriye’ye yapılacak olası bir harekâtın önüne Ruslar ve ABD’liler çıktı. Hava sahasını açmamakta direndiler. Harekâta katılacak uçaklarımız riskli duruma düşerken yetmedi harekât bölgelerinin değişik bölgelerine Rus ve ABD askerleri konuşlandı. Dahası hani mecazen söylüyorum Suriye ile ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yapmamıza ramak kaldı. Bir zamanlar Kardeş Esed’le böyle toplantılarımız olmuştu. Sonrasında Şam’daki Emevi Camii’nde Cuma namazı kılmaya kalkışmıştık. Tabi ki o günlerin üzerinden 11-12 yıl geçti ve köprülerin altından çok sular aktı. Suriye ile görüşülecek öyle bir devletmi kaldı? Suriye ile savaşılacak öyle bir Ordu’mu kaldı? Bu lafları ederken kimleri uyardığınıza dikkat etmek gerekmez mi?  Yok arkadaş ver mehteri meydan alkışlasın. 

       Sayın Cumhurbaşkanı, geçenlerde Samsun’dan, Yunanistan için de aynı kelamı ederek “Bir Gece Ansızın Gelebiliriz” diyerek Yunanistan’ı uyardı. Yunanistan’ın yaptıklarıyla ilgili bir önceki yazımı yazmıştım ve zannediyordum ki Devlet Aklı çalışıyor. Samsun’dan duyduklarım hiçte öyle çalışmadığını gösterdi.. Yunanistan’da Yunan Ordusu mu bizi karşılayacak? Eee “İzmir’i unutma”!!  Unutmuyorlar zaten her akşam Küçük Asya faciası diyerek ağlıyorlar. Allah aşkına! İçin de savaş olasılığı barındıran bir dış siyaset böyle, miting meydanlarından mı yönetilir? Oldu olacak hazır Karadeniz Bölgesinde iken bir kaç şarjör de boşaltsaydınız da tam olaydı. Sayın Cumhurbaşkanım, böyle olmaz. Devletin en tepesi dış politika da bu kadar riskli cümleler etmemelidir. Şimdi size gel gel yapmaya devam edecekler. Bir gece ansızın girebilecek misiniz? Siz giremediğiniz sürece de karşı tarafta sözleriniz ve uyarılarınız ciddiye alınmadığı gibi cevap verme tenezzülünde dahi bulunulmayacaklar. Fakat yapacaklarını yapmaya devam edecekler. 12 milyonluk bir ülkenin karşısında 85 Milyonluk bir Ülkenin düştüğü bu durum yakışıyor mu? Bunlara gel gel yaptıran gücü biliyoruz. Amaçları zaten, senin bir gece ansızın gelmendir. Vurdun, hatta adaları da aldın.  Sonra?

        Yine Tarih’e not düşmek adına yazıyorum. 6 Ay önce yazdım. Defalarca “Çanlar Türkiye için çalıyor” dedim. Korktuğum oldu.  “Konvansiyonel anlamda tehdit olmaktan çıkan bir Rusya, bizim için denge siyasetimizin iflasıdır.” Dedim, aynen öyle oldu. Artık denge siyaseti vs. kalmadı. Batı bloğu üzerimize gelmeye başladı. Bu daha başlangıç.  Önümüzde iki seçenek var. Ya boyun eğeceğiz, ya da savaşacağız. Boyun eğmeyeceğimize göre savaşacağız. Evet savaşacağız. Biz Savaşa girmeden önce, Çin bizden önce Tayvan’a girmelidir. Eğer Çin bizden önce Tayvan’a girer ve sıcak bir çatışma başlarsa, vaktiyle 2. Dünya Savaşında, Almanların, Sovyetler Birliğine daldığını, İsmet İnönü gece yarısı öğrendiğinde üzerindeki Pijama ile sevinçten başlamış oynamaya, ki sizde sevinçten aynı şekilde oynayın derim.  İşte o zaman kazanacağımız bir zafer Pirus zaferi olmayacaktır. Herkes ne kadar etkilenirse bizde o kadar etkileniriz. Velev ki Çin’den önce bizi sıcak bir çatışmanın içine çekerlerse bu durum bizim ekonomik felaketimiz olur.  Dikkat edin ekonomik felaketimiz olur. Uyarılar sözle değil, eylemle olmalıdır. Hiç istemediğimiz savaştır. Fakat tahrik ediliyorsan, sende kilit atacaksın. Ama vurmayacaksın. Donanmayı Doğu Akdeniz’e çekecek ve doğalgaz ile petrol arayan platformları koruyacaksın. Fakat gerekli gereksiz esip gürlemeyeceksin. Büyük devletler büyüklüğünü böyle gösterir.  Savaş diplomasisi böyle yürür. 

Değerli Okurlar ben böyle görüyorum. Kalın sağlıcakla.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —