Üstadın deyimiyle;
Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti,
“İyi insanlar iyi atlara binip gitti.”
Necip Fazıl Kısakürek
Ecelleri kadar değil
Eserleri kadar yaşayanlardan olan
Bir güzel insan geldi geçti dünyadan, naif adımlarını bırakarak ardında... Selahattin Hocamıza rahmetle...”
Bir çınar devrildi.
dünyâ sürgünü bitti.
Kabri pür-nûr
Pazar günü Nuri Kahraman İbrahim Yüksel ve Süperkent Mescidi İmam Hatibi İlhami Ege ile beraber Akpınar mahallesinde Sinan Gürsoy hocamızın babasını Cenaze merasimine katılıp taziyelerimizi ilettikten sonra;
Mesudiye’de hakka yürüyen Selahattin Erdem Hocamızın cenaze merasimine katıldık..
Rabbim gani gani rahmet eylesin. Mekanları Cennet olsun.
Baki kalan bu kubbede hoş bir sada bırakmak.
Kimbilir, bizim içinde muhakkak olan tecelli ne vakittir. Bilinmez. Bilinen tek hakikat Baki olan Yalnız ve yalnız Allah'tır. (c.c) O'ndan gayrı yâr yoktur. Rabbımız Tüm ölenlerimize rahmet eylesin.
Rahmeti rahmana kavuşan Selahattin hocamız başta olmak üzere berzah aleminin sakinlerine selam olsun.
Efendimiz S.A.V duasında olduğu gibi" Yakında biz de size kavuşacağız"İman ve İslamın Selametiyle İnşallah....
ÖLÜM VAR!
“Ya Muhammed!
Sen de öleceksin,
Onlar da ölecekler.” (39-30)
Herkes ölecek,
Ölüm meleği Azrail de!
Düşünsene ey ölüm!
Sen ölmüşsün,
Sen ölünce insan,
Ölümsüzleşmiş olur.
O zaman ne olurdu,
Şu yalan dünyanın hali?
Kim tutardı insanoğlunu,
Azgınları zalimleri?
Nemrutlar, Firavunlar,
Eşkıya dünyaya
Hükümdar olduğunda,
Ölüm var!
Deyip teselli oluyoruz!
Ey Ölüm!
Ya sen de olmasan;
Bizi ne teselli ederdi?
Asıl bizi teselli eden,
“Hesap Günüdür”
“İlahi adalete” güvenip
Teselli oluyoruz.
Ey ölüm!
Ölen birine;
“Rahat uyu”
“Ebedi istirahatgâh”
“Rahmetlik oldu” derler!
Dünyadaki saltanatı
Ahirette de yürüteceklerini
Sanıyorlar galiba!
Ey ölüm sen konuşunca;
Herkes susuyor.
Senin varlığın
Bizi teselli ediyor!
“Ölüm güzel şey,
Budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı
Ölür müydü peygamber?” NFK.
Cenaze merasiminden aldığım notlar;
Selahaddin Erdem..
Mesudiye’nin (Ordu) maruf şahsiyetlerindendi. Diyanet İşleri Başkanlığı Mesudiye Kuran Kursu’nun tek hocasıydı. Çok güzel Kuranı Kerim okurdu. Eski medrese geleneğinden yetişmiş iyi ve disiplinli bir hocaydı. Talebeleri yakından takip ederdi. Ordu İmam Hatip Lisesi’ne kaydımı da o yaptırmıştı. Rahmetli babamın sevip hürmet ettiği, babama da yaşından ve ihlasından dolayı muhabbet ve hürmeti olan hocamın üzerimdeki hakkını her zaman hayırla anarım.
Cenaze namazı öğle namazını müteakiben, yıllarca görev yaptığı ve hemen bitişiğindeki kursta talebelerini okuttuğu Mesudiye Merkez Camisi’nde kılınıp aile kabristanına defnedilecek.
Makamı âli, menzili mübarek olsun.
(Coşkun Yılmaz)
Cenaze namazından önce Mesudiye Merkez Camiinde Mehmet KAPUKAYA
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Hocamızın veciz sohbetlerinden alıntılar;
“Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman (yalvarıp) der ki: "Rabbim, (ne olur, lütfen) beni (hayata) geri çevirin. (Bir imtihan fırsatı daha verin.)"
"Ki, geride bıraktığım (dünya)da (terk edip yapmadığım) salih amellerde bulunayım." Asla ve hayır! Çünkü gerçekten bu sadece (samimiyetsiz) bir sözdür ki, bunu da kendisi (ancak dara düşünce) söylemektedir. Onların önlerinde, (yeniden) diriltilip kaldırılacakları güne kadar (geri dönmekten alıkoyan) bir engel (berzah) vardır. (Mü'minûn Suresi - 99-100)
“Allah, “Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” diye sorar.”
Onlar ise: "(Herhalde) Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık (tam bilmiyoruz), sayanlara sor" diyeceklerdir.
Allah buyurur: “Pek kısa bir süre kaldınız; keşke bunu (dünyada iken) bilmiş olsaydınız!”
(Mü'minûn Suresi - 112-114)
ESKİ TARİHLİ BİR KİTABEDE YER ALAN İBRETLİ BİR NASİHAT:
Ey cahil!
Aldanma endamına fâni cihandır bu...
Kendi aşikar, ateşi gizli külhandır bu...
İnsafı terk eyleme, makamı imtihandır bu...
Gelen gideni görmez, iki kapılı bir handır bu...
Hayyum ve Kayyum olan Allah Zülcelal Hazretleri ölümlerden ibret alanlardan eyleye..
Hz. Ali efendimizin buyurduğu gibi;
Ömür sermayesi tükenmeden Kabir kapısı açılmadan Ölüm bizi uyandırmadan evvel sen bizi uyandır Yarabbi..