Gündelik konuşmalarda, sohbetlerde, aktüel konularda, sokak röportajlarında, muhataba yöneltilen sorulardan biri de şudur. "Sen falancıyı seviyormusun?". "Yoksa sen falancıyı sevmiyormusun?"
Oldum olası böyle bir soruyu, böyle bir cümleyi muhataba sorulmasını görgüsüzlük, nezaketsizlik, saygısızlık, kabalık, ilkellik artniyetlilik olarak görmüşümdür .
Sevgi gönül işidir. Sevgi içten gelir , zorlamayla dışarıdan müdahale ile sevgi meydana gelmez.
Dışarıdan zorlamayla sevgi meydana getirmeye çalışmak zorlanılan kişiyi ikiyüzlülüğe götürür.
Benim sevdiğim şeyleri, nesneleri, yemekleri, kişileri başkaları sevmek zorunda değildir. Başkalarınında sevdiği kişileri, nesneleri, yemekleri, hobileri ben sevmek zorunda değilim.
Sevgi menfaate göre şekil almaz. Sevgi menfaate göre şekil alıyorsa, menfaatin bittiği yerde sevgi de biter. Adamın biri şöyle der :"Ben balığı çok seviyorum." Ama balığı da pişirip yer..
Sevgi dilenmek, acizliktir. Kendine karşı güvensizliktir. Sevgiyi başkasına karşı tehdit unsuru ve koz olarak kullanmak sevgi değil menfaattir art niyetliliktir.
Sevgi ulvi bir duygudur. Ayaküstü konuşulacak, sohbet ve röportajlarda muhataba karşı galip gelmek onu tesirsiz hale getirmek için kullanılacak bir aparat değildir.
Sevgide kıskançlık vardır. Seven sevdiğini bir baş kasıyla paylaşmak istemez. Seven sevdiğine tabi olur. Sen, bir kişiyi, bir nesneyi seviyorsan göreviniyapmışsın demektir, başkasını niçin zorluyorsun?
Sevgi dilenilmez, sevgi pazarlığı yapılmaz, sevgi siyaseti yapılmaz, sevgi taraftar toplamaya çalışmaz, sevgi iradi olarak açıklanır.
Kendi menfaatini, sevgi istediği varlıklara bağlayan bunun için insanları adeta sorgulayan, sevginin ne anlama geldiğini bilmeyen kişiler aynı zamanda üzerine sevgi istediği varlıklara da saygısızlık etmektedirler.
Zorla sevgi olurmu? Ya da şöyle diyelim:zorla olan şeyin adı sevgi olurmu?