Bir zincir market bir kampanya başlatmış.
Marketin kendi tabelasından çok daha büyük bir pankartla kampanyayı duyurmuş.
Kampanya pankartında “GÖRDÜĞÜNÜZE İNANIN” diye yazıyordu.
İlk aklıma gelen daha önce de bu marketin sahiplerinin ülkedeki tüm gazete ve TV Kanallarına Gazi Mustafa Kemal’in vefat yıldönümü bir 10 Kasımında verdikleri “ OLMASAYDIN OLMAZDIK” reklamıydı.
Elbette kimsenin niyetini tam olarak bilmek mümkün değil.
Netice de kalbini yarıp bakmamız da mümkün olmadığından direk suçlayamıyoruz.
Ancak ne olursa olsun Müslüman bir memlekette, İslam’a taban tabana zıt söylemlere varabilecek beyanat, reklam ve kampanyaların yapılması da bazı soru işaretlerini kafalarda bırakması normaldir diye düşünüyorum.
Elbette insanlar, şirketler istediği kişiyi, yanlış anlamlara gelmeyecek şekilde istediği kadar övebilir, ya da istediği kampanyayı yapabilir.
Asıl mesele burada toplumun değerlerine karşı hassasiyet gösterilmemesi.
Ya da ben kimseyi takmam istediğimi yazarım, çizerim edasında olmaları.
Günümüzde insanların bilinçaltına mesaj göndermek yoluyla, asıl anlatılmak istenenin altında gizli manalar içeren, hem istediğin şekilde toplumu yönlendirme, ifsat etme, değiştirme, hem de tepki çekmeme adına, gerektiğinde de ben onu demek istemedim kalbiniz bozuk babında savunma yapabilme açısından kullanılan “sübliminal mesaj” dediğimiz yöntemin sıkça kullanıldığı bilinen gerçek.
Geçmişten günümüze ülkenin daima başköşesinde oturmuş ancak toplumun büyük çoğunluğunun değerlerine ters düşecek eylem ve söylemlerden kaçınmayan bu ve benzeri firmalar, şirketler, insanlar bu cesareti kimden alıyorlar?
Yanlış anlaşılır mıyız kaygısına hiç düşmüyorlar mı acaba?
Hayatlarında bir kez dahi bizim Anadolu insanı dediğimiz insanların bir topluluğunda, meclisinde, sevincinde, hüznünde başrol oynadıklarını gördünüz mü?
Peki, kim bunlar?
Bu adamlar bu toplumun parçaları değil mi?
Neden bu kadar yabancı durup, toplumun en önemli köşe başlarını tutabilmiş ve hiç sıkıntı yaşamadan onlarca yıldır her iktidar döneminde aynı yerde daha güçlenerek durabiliyorlar.
Cumhurbaşkanlarının, başbakanların yanlarında lakayt tavırlar takınıp, bu milletin seçtiklerine tepeden bakabiliyorlar.
Atalarımızın mezar taşlarını tekmeleyebiliyorlar, saygıda kusur etmekten imtina ettiğimiz mekanlarda eli k..ında gezebiliyorlar.
Bu adamlara bu cesareti biz veriyoruz değerli dostlar.
Biz yücelttikçe yüceltiyoruz, büyüttükçe büyütüyoruz maalesef.
Ne itiraz etmemiz gereken yeri, ne nasıl tepki koyacağımızı biliyoruz.
Biz sustukça daha cesaretleniyorlar, her seferinde dozu daha da artırıyorlar.
Bana kalırsa bu adamlar her fırsatta bizden intikam alıyorlar.
Yüzlerce yıllık kini güdüyorlar.
Biz kim miyiz?
Biz OSMANLIYIZ.
Onlar kim?
Onu da siz bilin.
Düşman ben buradayım gel savaşalım demiyor artık.
Düşman içimizde,
Aynı ülkede, aynı şehirde, aynı semtte, aynı takım için çaba gösteriyor, aynı şehir için çalışıyorum gibi gönlünüzde…
Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…
