Nicedir yazmadım, yazamadım..
Malum pandemi sürecinde epeyce bunaldık. Ümitvâr cümleler kurabilmek için yolunu gözledim güzel günlerin.
Her sabah yenilendim, yepyeni umutlarla bekledim…
Asla ümit kesmedim lâkin gün akşama evrilirken hep yorgun düştü yüreğim.
Erteledikçe erteledim…
Belki de ertelediklerimiz sebepti bütün bunlara.
Konuşmayışımız,
Yazmayışımız,
Tepkisizliğimiz…
Yürümesi gerekenlerin oturması.
Koşması gerekenlerin yerinde sayması!
Bu koca yapbozun her birimiz bir parçası isek eğer,
Ya biz yanlış yerlerde duruyoruz,
Ya da yanlış yerde olanları düzeltmiyoruz.
Kimimiz kaderine razı bir susma orucunda.
Kimimiz “ Bana dokunmayan bin yaşasın” edasında.
Yangın var yan dairede,
Biz oturmuş yelpaze sallıyoruz “hava çok sıcak!” diye…
Yedi yaşında bir kız çocuğunun ölüsü bulundu sığ bir dere yatağında.
Kıyafetleri üzerinde bulundu diye sevindik bu ölüme!
İkranur bir kere, insanlığımız bin kere öldü bu haberle…
Kanıksadık artık bu tür haberleri.
Öyle ki masum bir yavrunun kıyafetleri üzerinde öldürüldüğü için sevinecek kadar…
Caydırıcılığı ve işlevi olmayan yasalara hiç değinmeyeceğim!
Bu konunun vebali söz ve yetki sahibi olanların boynuna…
Cumhurbaşkanı’nın dünyaya yeni gözlerini açmış torununa ve lohusa yatağındaki kızına ağza alınmayacak lağım kokan kelimeleri sıraladılar ağızlarındaki salyaları akıta akıta o şeytanlaşmış yürekler.
Bunun siyasetle, farklı düşünmekle zerrece ilgisi yok!
Meydan boş ve bu boşluğu yedi yaşındaki çocuğa, kundaktaki bebeğe, savunmasız kadınlara kolayca uzanan eller dolduruyor…
O eller ve o ellerin sahipleri, lağım kokan bu zihniyet gerek eğitimle, gerek caydırıcı yasalarla kırılmadıkça biz batıdan doğsun artık güneş diyeceğiz gün be gün…
İkranur’un katili, Hamza Salih’in üzerindeki kirli el izleri hâlâ aramızda.
Bu mu daha ağır yoksa hak ettikleri cezayı alacaklarına dair taşıdığım şüphe mi…
Eğitim sistemimiz yanlış.
Adalet sistemimiz felç.
Meclis bitkisel hayatta!
Ve kral değil kralcılar çıplak!
Allah’tan ümidimi hiç kesmedim…
Ama kafamı kaldırıp bu sahte döngüye bakmak istemiyor canım.
Güzel şeylerden konuşacağımız günlerin ümidi ve dileği ile.
Sürc-i lisan etti isek affola…
Sağlıcakla…
