"Allah'a ve Resulüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaktır. Biz apaçık ayetler indirmişiz. Kafirler için acı bir azap vardır."
"O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıkları kendilerine haber verilecektir. Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şahittir." (Mücadele Suresi 5-6. ayetler)
"Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Allah onları yere batırmıştır. Kafirlere de onların benzeri vardır. (Muhammed Suresi 10. Ayet)
"Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'ındır. Bu, Allah'ın, kötülük edenlerin yaptıkları ile cezalandırması, güzel davrananları da daha güzeliyle mükafatlandırması içindir." (Necm Suresi 31. Ayet)
Unutmayalım ki Allah indinde yapılan her şeyin mutlaka bir karşılığı vardır. Bu karşılığı bazen anında, bazen epey zaman sonra mutlaka dünyada görürüz. İyilik yaptıysak bir başka iyilikle karşılık buluruz. Kötülük yaptıysak başka bir kötülükle karşılaşarak karşılığını buluruz.
Fakat çoğu zaman bizler anlık yaşadığımız için, bunların farkına varmamayız. Yaptığımız bir güzel davranış belki de başımıza gelecek bir beladan kurtulmamıza vesile olur ama biz onu o şekilde yorumlayamayabiliriz. Veya yaptığımız bir yanlışlık yıllar sonra bize yapılan başka bir yanlışlıkla karşılığını bulabilir. Bunu anlamak tamamen bize kalmış bir şeydir.
Farz edelim ki yaptıklarımızın karşılığını dünyada görmedik, inananlar için söylüyorum; İlahi adalet ve mahkeme-i Kübra var. Orada yaptıklarımızın hepsi, iyi, kötü bir bir karşımıza çıkacak ve orada ona göre muamele göreceğiz. Sözün özü Mizan'a çıkacağız. Ve yaptığımız amellerimiz tartıya çıkacak.
Unutmadan inancımıza göre Mahşer kurulacak ve orada herkes birbirinden hakkını alacak. Orada belki de çoğumuz Peygamberimizin bahsettiği müflis durumuna düşeceğiz. Allah korusun girdiğimiz haklar yüzünden bütün güzel amellerimizi kaybetme tehlikesine maruz kalabiliriz.
Şimdi düşünüyorum. Hani filozoflardan bir "Düşünüyorum, o halde varım" demiş ya onun gibi. Rüşvet verenler, alanlar, birinin hakkını nüfuzunu kullanarak gasp eden ve başkasına peşkeş çekenler. Bulunduğu makam ve mevkie güvenerek milletin hakkını gasp edenler, haksız yere mal ve mülk edinenler.
Kamu malını kendi malı gibi kullananlar, kendi üzerine geçirenler. Makam ve mevkii için başkasının ayağını kaydıranlar. Sanat adına her türlü rezaleti işleyenler ve bunlara alkış tutup şaklabanlık yapanlar.
Zulmü meşrulaştırıp insan veya başka canlılara zalimlik yapan iyi ayaklı hayvanlar.
Hepsinden önemlisi kendilerine Peygamber gönderilip, kitap indirilenler ama ona göre yaşayıp da amel etmeyenler.
Sonumuz ne olacak diye hiç akletmez ve düşünmezler mi?
Samimiyetle inanıp sıratı müstakim üzere yaşayanlara selam olsun. Sizlerin Cuma'sı mübarek olsun.
Filistin, Gazze'de Müslüman kardeşlerimize zulmedenlerin evlerine ve ocaklarına ateşler dolsun. Dünyanın neresinde olursa olsun, inancı ne olursa olsun insanlara ve yaratılanlara zalimlik edenler ettiklerini dünyada bulmadan ölmesinler ve insanlığa ibretlik bir sonları olsun.
