Bukalemunun en önemli özelliğini çoğu kişi bilir. Derisinin rengini değiştirebilme özelliği bulunduğu ortamın baskın renklerini kuşanma becerisi sağlar. Bu evrimsel yeti ona düşmanlarından korunma ve avına yaklaşabilme özelliği sağlar.
Türkçe’de ‘bukalemun gibi olmak’ deyimi olumsuz anlam taşır; belkemiği olmayan, her ortamda ne yarar sağlıyorsa o gibi olan; rüzgâra göre yön değiştiren gibi anlaşılırdı.
Dahası şu meşhur dönek kavramı da bukalemun gibi olanlar için kullanılırdı.
Dönem dönem bazı insanlarla çok sıkı fıkı olur ve dost canlısı görünürler. Siz yanınızda ve sizi sevdiği için berabersiniz zannedersiniz ama durum hiç de öyle değildir. Maddi ya da manevi anlamda sizi sömürdükten ve sizi zayıflattıktan sonra bir dakika bile yanınızda durmazlar. Bir sonraki verimli hedefe kitlenir ve bir sülük gibi emeceği kan kaynağını ararlar. Sen dostum zannedersin ama onda öyle bir kavrama asla yer yoktur.
Çıkarı uğruna insanları birbirine düşürürler
Çok iyi anlaşan ya da çok zıt olan iki tarafı birbirlerine kırdırmada üstlerine yoktur. İnsanları kutuplaştırarak bu iki kutuptan elde edeceği net çıkarı çok iyi analiz ederler. Kutuplar çarpıştıktan sonrada birine gider onu kötüler, diğerine gider onu kötüler. Kısa süre sonrada bu durumdan nemalanarak amacına ulaşır, maddi ya da manevi.
Hiçbir zaman kendi özgür iradeleri ile bir fikir ve düşünceyi savunmazlar. Kendilerine özgü bir bayrakları ve kendilerine özgü bir renkleri yoktur. Onlar, ortamdaki rengi ve bayrak şeklini alacak kadar karakterleri oturmamış tiplerdir. Onlarda iyi bilirler ki, herhangi bir rengi ve bayrakları olsaydı, hiçbir zaman çıkarlarını gözetemeyecekler, kimseye çıkarı uğruna yaklaşamayacaklardı. Bu şekilde çok rahat kamufle olabilir ve her zaman sivrilen bayrak ve rengin yanında olmaktan kazanç sağlamaya çalışırlar. Her zaman kazananın ve güçlünün bayrağını savunurlar.
Günümüzde ne yazık ki bu tarz insanların sayısı artmakta.
“yetenekli iken yeteneksiz”
olur mu insan
“faydalı olabilecekken, işe yaramaz”
bu nasıl bir karektersizlik
“uzaktayken yakınmış gibi”
kimi kandırmak
Yalanı ve iftirayı hiç utanmadan sıkılmadan fütursuzca adet haline getirmek.
Bu nasıl iman alçak gönüllüymüş gibi”
görünmek revamı..
Ey insanoğlu!. başarı bunun neresinde
neresinde içi dışı bir olmak ve insanın naturası iyi duygular ve dahi dürüstlüğü hangi diyarında dolaşıyor söyle seni hangi güneş aydınlatıyor kime kesilecek yalanların faturası yanıldığını söyle artık itiraf et..
Bu davranışları kişilerin çocukluğundaki yetiştirilme tarzının etkisi olduğu kadar hayattan beklentilerine ve egosunun büyüklüğüne bağlıdır. Kişi kendi egosunu kontrol altına alabildiği ve vicdan terazisi doğru çalıştığı sürece bukalemun olmaktan çıkarak insan olabilir.
Miskin adem oğlanı, nefse zebun olmuştur
Hayvan canavar gibi, otlamağa kalmıştır
Bu konuda Yunus Emre yıllar önce insanın nefsinin etkisi ile farklı davranacağını vurgularken, insanın otlayacağını yazarken, bugünkü bukalemun benzetimine benzer bir tavır ortaya koymuştur.
Nefsinize boyun eğmeyin derken bugünkü anlamda egonuzu kontrol altına almanızı vurgulamıştır.
Tanıdığınız, bildiğiniz kişilerden bukalemun benzetimine uyan var mı? Maalesef var hem de çok yakınımızda..
Kolay mıdır insan olmak, günümüzde çok zor iştir. Çevrenizde bu kadar bukalemun varken yaşamak ve onlarla mücadele etmek,
Dürüstlüğün ve çalışkanlığın prim yapmadığı bu çağda hakikaten zordur İNSAN olmak.
Sözün özü,
Bukalemun tiplerin unutup ıskaladıkları bir şey var aslında. Günü kurtarmaya çalıştığı hiçbir çıkarı onu ileride kurtaramayacak. Çünkü bu tipli insanlar ya açlıktan susuzluktan bir başına bir köşede olacak ya da celladının bıçağına maruz kalacaktır.
Karaktersiz insanlardan uzak, kendi özgür iradesi ve çıkarı uğruna kişiliğini satmayacak insanlarla güzelim dünyamızı paylaşmanız dileğimle.