Bugün, 11 Mayıs 2025 Pazar

Mehmet Ali AYDIN


BUNDA DA BİR HAYIR VAR

BUNDA DA BİR HAYIR VAR


 

Bir zamanlar Afrika’da bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü.

Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:

-Bunda da bir hayır var!

Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın başparmağı koptu.

Durumu gören arkadaşı her zamanki her zamanki sözünü söyledi:

-Bunda da bir hayır var!

Kral acı ve öfkeyle bağırdı:

-Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu? Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı.

Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar.

Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler.

Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı.

-Haklıymışsın! Dedi. Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi.

-Hayır, diye karşılık verdi arkadaşı. Bunda da bir hayır var.

-Ne diyorsun Allah aşkına? Diye hayretle bağırdı kral. Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir?

-Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi? Ve sonrasını düşünsene.

Özellikle son yıllarda ve son zamanlarda yaşadığımız felaketler ve musibetler pek hayra yorulmasa da bize düşen bunda da bir hayır vardır demektir. 

Gerçekten de çok zor zamanlardan geçiyoruz. Dünyevi ve uhrevi pek çok sıkıntılarımız var. Ve biz biliyoruz ki bunlar bize kullar eliyle Hak'tan gelmektedir.

Bu zor günleri atlatmanın yolu sabretmek, birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmekle mümkün olacaktır.

Birlik ve beraberliğimizi yeniden hatırlamamız ve böyle zor günlerde kenetlenmemiz hayır değil de nedir? 

"At izinin it izine karıştığı bir dönemde, aşırılığa kaçmadan, sükunetimizi muhafaza etmek. "Kurunun yanında yaşın yanmasına" sebebiyet vermemek. Yarın yüz yüze bakacağımız bu insanlara karşı insanlığımızdan uzaklaşmamak.

Devletimizin atacağı adımları desteklemek ama bu konuda "kraldan fazla kralcı da " olmamak.

Kim olursa olsun korkmadan, çekinmeden yanlışları ve hataları dile getirmek, yapılan doğruları da desteklemek bize düşen en önemli görevlerdir diye düşünüyorum.

Kimsenin yalakası ve palyançosu olmadan dik durmak, haksızlık, hukuksuzluk, ahlaksızlık karşısında mücadele etmek ve özümüze dönmek bizim için hayırlı olacaktır.

Yüce Allah zaten " Sizin şer sandıklarınızda hayır, hayır sandıklarız da şer olabilir. Onu siz bilemezsiniz." Demiyor mu? 

Yine " Ümitsiz olmayın" buyruğu Rabbimizin değil mi?

Yazacak daha çok şey var ama biraz da sizin vaktiniz alıp sizi de sıkmamak için bu günlük yeter diyorum.