Mehmet Ali AYDIN

Tarih: 17.04.2025 09:36

BUNDA DA BİR HAYIR VARDIR

Facebook Twitter Linked-in

 

Bir zamanlar Afrika'daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi: " Bunda da bir hayır var!" Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar, Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu.

Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın başparmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zaman ki sözünü söyledi: "Bunda da bir hayır var!" Kral acı ve öfkeyle bağırdı:" Bunda hayır falan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?" Ve sonra kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı.

Bir yıl sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede bir kaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyorlardı.

Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler. Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu.

Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı. 

"Haklıymışsın!" dedi. "Parmağımın kopmasında gerçekten hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi." "Hayır" diye karşılık verdi arkadaşı. " Bunda da bir hayır var." "Ne diyorsun Allah aşkına?" diye hayretle bağırdı kral. "Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir." Arkadaşı: "Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi? Ve sonrasını düşünsene?"

Bu kıssa bugün yaşananları aklıma getirdi. Herkes bir yol tutturmuş gidiyor. Halinden memnun olan bir kimse yok. Kimse hatalı olabileceğini aklına getirmiyor ve olanların sorumluluğunu yüklemek için bir günah keçisi arıyor. Hırsıza hırsız, arsıza arsız demeye cesaret edemiyorsun hepsinin sahibi ve yol arkadaşı var. Seni suçlu çıkarıyorlar.

Dünyayı ateş sarmış, ortalık kan gölü, gücü yeten gücü yettiğine zulmediyor. Haklı olduğun halde hakkını savunamıyorsun. Dünyanın süper gücü kabul edilen devletlerinin başında dünyayı yaksa bir kalbur samanı yanmayacak divaneler var. Atlar tepişiyor arada ezilen eşekler oluyor. Kimi dağa çıkmakla tehdit ediyor, kimi dağdan inmemekte inat ediyor. Karmakarışık bir durumdayız.

Ortalık toz duman, kimin eli kimin cebinde belli değil. İnsanoğlu fıtratının yapması gereken işleri değil yapmaması gereken işlerle uğraşıyor. El yordamı ile yol bulmaya çalışıyoruz. Soyanın ve sövenin baş tacı olduğu, doğrunun dokuz köyden kovulduğu bir âlemde yaşıyoruz. Karanlıklarda yüzüyoruz ama kimsenin aklına bir mum yakmak gelmiyor. Yaşanan garabetlere bakınca insanın nutku tutuluyor akıl devre dışı ve hislerimiz ve duygularımız aklımızın önüne geçmiş. 

Gidiş iyi gidiş değil fakat inanıyoruz ki bu âlem sahipsiz değil. Bizde gelip geçici bir misafiriz. Arzu ve isteklerimizin sonu yok ama ömrümüzün sonu var. Dolayısıyla hayallerimizin mesafesi çok uzun ama bunun yanında ömrümüz onlara erişemeyecek kadar kısa. Ne diyelim? 

Yüce Allah (CC) Kur'an'da demiyor mu: "Sizin şer umduklarınızda hayır, hayır umduklarınızda da şer olabilir. Siz bilmezsiniz."

Bu nedenle acele karar vermeden önce iyi hesap yapmak gerekir. 

Atalarımız demiş ki: Bin ölç bir biç. 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —