Abdulkadir DEMİR

Tarih: 02.10.2024 09:08

CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI

Facebook Twitter Linked-in

 

Camiler ve Din Görevlileri Haftası" etkinlikleri kapsamında "Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası" Efendimiz’in gösterdiği yolun, tüm insanlığı kurtuluşa, barışa, refaha ve huzura götürecek tek yol olduğu gerçeğini bir an bile unutmamalıyız..

Camiler ve Din Görevlileri Haftası vesilesiyle bir anektodu paylaşmak isterim.

Gönül kandilimizi uyarmak dileğiyle;

 BAŞ BELASI İMAM

17 yaşında imam-hatip lisesinden mezun olan bir genç, mahkeme kararıyla ( kazayı rüşd) batı karadeniz illerinden birinde bir dağ köyüne imam - hatip olarak atanır.

Köy ağırlıklı olarak kendilerini alevi olarak tanımlayan vatandaşlardan oluşmaktadır.

Köyde cami olarak yapılmış yığma kütükten mamül bir bina da vardır. Ancak harabe durumdadır.

Genç imam işe koyulur camiyi temizler ve beş vakit ezan okumaya başlar.

Ancak ne yazık ki camiye gelen yoktur. Genç imam bu duruma cok üzülür ve bir çare düşünür.

Muhtarla görüşüp köylü ile bir toplantı yapmak istediğini söyler. Muhtar çokta razı olmaz " hoca ne işin var halkla ezanını oku sen"  der ama imam kararlıdır ve bir şekilde halkı toplar.

Önce kendini tanıtır. Ben köyünüze imam olarak atandım 15 gün oldu. Yarın şehire inip müftülüğe gideceğim. Bana köyünüzle alakalı sorular sorulacak bende gördüklerimi anlatacağım haliyle ama sizlere sormadan gitmeyeyim istedim der.

Ordan biri söz alır ve hoca ne diyeceksin köyümüz hakkında diye sorar,

Genç imam demiş ki, sizlere bir kac soru sormama izin verirmisiniz?

BİR uğultu halinde ses yükselir sor bakalım ne soracaksın.

Siz Allah’a inanıyor ve onu seviyor musunuz?

Oda ne demek, tabiki dediler.

Bende Allah’a inanıyorum ve onu seviyorum der genç imam.

Siz Hz. Muhammed SAV seviyor musunuz?

Elbette seviyoruz.

Peki siz Hz. Ali kv. Seviyormusunuz?

Elbette seviyoruz.

Peki vallahi bende Allah'ı Peygamberi ve Hz Ali yi çok seviyorum. Yanı sizinle benim aramda bir fark yok der.

Muhtar söze karışır.

Hoca sen ne demek istiyorsun bu sözlerin anlamı nedir?

Ben yarın müftülüğe gidip ben imamım. İmam ise müslüman köyüne verilir siz beni yanlış yere göndermişsiniz diyecektim ama simdi gördümki sizlerde elhamdü lillah müslümsnsınız ve ben buna çok sevindim.

Genç imam cemaatin dikkatini çekmeyi başarmış ve mesajını onlara ulaştırmıştı.

Sizlerden bir ricam var dedi. 

Söyle hoca bakalım ne istiyorsun.

Bu köye minareli bir cami lazım. Hemen bir arsa tesbit edip cami yapılmasını istiyorum der.

Sabahleyin köylü büyük bir heyecanla toplanıp bir arsa tesbit edilir ve hiç zaman kaybetmeden inşaata başlanır.

6 ay sonra

Diyanet İşleri Başkanlığı o dönemlerde atıl olan cemaati bulunmayan camilerdeki kadroları daha verimli yerlere kaydırıyordu.

Bu anlamda durumu yerinde tesbit etmek için müfettiş görevlendirilir.

Müfettiş köye gider bir miktar da yaya yürümesi gerekmektedir.

Gittiği araçtan iner köyün adını sorar gösterirler.

Fakat müfettiş şaşkınlık içinde kalır ve yanlış bir köye geldiğini düşünür çünki, köyün ortasında kocaman bir minare görülmektedir.

Halbu ki, burada cami yok cemaat hiç yok kadro atıl diye rapor edilmişti.

Derken yaşlı bir amca önünde iki tane ineğini otlatmaktadır.

Müfettiş amcaya selam verir köyün adını sorar ad doğrudur.

Amca ben Diyanet müfettişiyim, burada cami olmadığı cemaat bulunmadığı için ben buradaki kadroyu almaya geldim der.

Yaşlı adam müfettiş bey bu köy o köydür. 6 ay öncesine kadarda söylenenlerin tamamı doğruydu.

Ancak bize imam diye baş belâsı bir çocuğu gönderdiler bize 6 ayda bu camiyi yaptırttı şimdide herkese kuran öğretmeye başladı der.

Böyle baş belası İmama can kurban diyelim.

----------------------

Süper kent Mescidi öğle namazı sonrası Necati ağabeyimizden çay bahçesinde ikram ve hasbihal..

 

Şükür alemde gönlü dağ gibi olan insanlar da var. 

Nasıl ki dağlar dünyayı çivi gibi tutarsa; 

o insanlar da yüreklerimizi güçlendiriyor.

Bazen mutluluk dost bir yüzü görmektedir.

 

"İnsan, evrende gövdesi kadar değil, gönlü kadar yer kaplar."

 

Necati otur ağabeyimiz süper kentin çınarı nice hayırlı hizmetlerde öncülük etmiş örnek davranışı, yapıcı kişiliğiyle, nev-i şahsına münhasır faaliyetleriyle ,takdire şayan Necati Ağabeyimizden Alah(cc)razı olsun. Allah’tan  sağlık ve afiyet dilerim.

 

İNSANA YAŞARKEN DEĞER VERMEK ÇOK MU ZOR?

Yüreğimizdeki sevgiyi dile getirmek konusunda yeterince rahat olamıyoruz. 

Sevdiğimizi sevdiğimiz kişinin yüzüne rahatça söyleyemiyoruz.

İnsanın yaşarken kıymetini düşündüğüm anlarda aklıma genellikle derin manâlı şu fıkra gelir.

Nasrettin Hoca bir gün dostlarına “ben ölecek miyim?” diye sorar. “O nasıl soru hocam öyle, biliyorsunuz ki herkes ölecek” derler. “Peki” der Hoca merhum “beni Cenaze namazından sonra hoca efendi size nasıl bilirsiniz diye soracak. Bu soruya ne cevap vereceksiniz?” “Aman be hocam nasıl cevap verebiliriz ki tabii ki iyi biliriz diyeceğiz” derler. Bunun üzerine Hoca “Yahu dostlar madem öldüğümde iyi biliriz diyeceksiniz, bunu ben yaşarken yüzüme karşı söylesenize” diyerek önemli bir noktaya işaret eder.

Dostlarınızı hayat yaşanırken sevgi ve saygı ifadelerinden yoksun bırakmamak, bu güzel duyguların sizin içinde hayattayken söylenebilmesinin davetçisi olacaktır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —