Hastalıklı ruh halinde olan bazı şahıs veya şahıslar gerek bireysel gerekse organize bir şekilde İzmir ilimizin camilerinde telsiz sistemine
girip şarkı ve marşlar çalınmasına sebep olup, büyük bir hazımsızlık örneği vermişlerdir.
Bu alçakça davranış bugün ilahi olmayan dinlerin ibadet yerlerine dahi olsa çirkin ve onaylanmaz bir durumdur. Bu ne kin? Bu ne düşmanlık? Bu hastalıklı ruh hali, mukaddeslere karşı her türlü muhalefet ve düşmanlık hislerini adeta alışkanlık haline getirmişler, ihmal etmiyorlar. İlahi dinlere, özellikle dinimiz olan islama ve onun ilke ve prensiplerine düşmanlıkları ve saldırıları dinmiyor. Allah'u Teala'nın ayetlerine, peygamberimize, sözlerine, o da olmazsa müslümanlara, kılık kıyafetlerine, o da olmazsa camilere her türlü düşmanlık yolunu deniyorlar. Bu hastalıklı ruh hali taşıyan şahıs veya şahıslar şeytanın aklına dahi gelmeyen alçaklıkta şeytanı dahi geride bırakmışlardır.
Ruh hastalıkları uzmanları şöyle söyler: "Ruh hastalarının yatakta yatanından korkmayın, ayakta gezeninden korkun."
Cami; kelime olarak "toplayan" "toplanma yeri" anlamına gelmektedir. Biz müslümanların ve dünyadaki 1,5 milyar müslümanın, ibadet mekanı, ibadet yeridir.
Camiler; Allah'u Teala'ya ibadet yeridir. Ayrıca, ibadetler nelerdir? Nasıl ibadet edilir? Bunlar öğrenilir. Allah'u Teala'nın sözleri nelerdir? Peygamberimizin sözleri neleri içerir? Güzel ahlaklı insan nasıl olunur? Dünya ve ahiret dengesi nedir? Bunların dışında devlete saygılı olmak, kurallara ve yasalara uymak, iyi bir vatandaş nasıl olunur, bunlar anlatılır ve öğrenilir. Cami müslümanların adeta bir okuludur. Bu okulun öğrencileri müslümanlardır. Bu okul kesintisiz bir şekilde nesilden nesile devam eder.
Camiler, tarihimizde büyük önem icra etmişlerdir. Anadolunun işgal altında olduğu sıralarda, milli mücadelemizde halkımızın düşmana karşı aydınlatıldığı, düşmana karşı neler yapılmasının gerekli olduğu ve organize edildiği yerlerdir. Cumhuriyetimizin kurulmasına katkıda bulunmuş mekanlardır.
Dün olduğu gibi bugün de camilerimiz büyük hizmet vermektedir. Devletimiz, halkına camide ulaşmakta ve kucaklaşmakta, onları aydınlatmaktadır. Olağanüstü durumlarda ülkemiz için devlet-vatandaş işbirliği organizesinin yapıldığı yerlerdir.
Camilerimize bu saldırıları yapanlar muhtemel ki camilerimizin bu fonksiyonunu icra etmesinden rahatsızlar.
Dünya tarihine baktığımız zaman, ekonomisi zayıf, kültürü zayıf, mimarisi zayıf ülkeler görebiliriz. Fakat Mabud (Allah)'sız ve mabed (ibadet edilen yer)'siz kentler göremeyiz.
Camilerimize çirkin saldırılarda bulunanlara tavsiyem: Camilere zarar vermeyin! Destek verin! Camileri koruyun! İşlevini yerine getirmede destek olun! Çünkü; orada yaratılana saygılı olunması, hiçbir canlıya zarar verilmemesi, insanlara ve mahlukata iyilikle bulunulması, yasalara saygılı olunulması, iyi bir vatandaş olunulması, kısacası insan olunması öğretilmektedir.
Allah göstermesin; bu erdem ve faziletlerin özümsetildiği camilerden mahrum kalınırsa; iyi insanların yerini hak hukuk gözetmeyen, şefkat ve merhametten yoksun, kaba saba, menfaati için insan canına kast eden, acımasız bir nesil meydana gelebilir. Camileri hedef alanlar korkarım ki gündelik yaşantılarında yanında devamlı olarak bir veya daha fazla güvenlik görevlisiyle dolaşmak zorunda kalabilirler.
