Başarılarla doldu şanlı tarihimizin en önemli başarılarından birisi de şüphesiz Çanakkale Zaferidir.
Her 18 Mart’ta bu haklı zaferimizi kutluyor Şehitlerimizi, Gazilerimizi hayır dualarla yâd ediyoruz.
Bu kutlu zaferimizi kutlarken; teknolojik, lojistik, teçhizat, şartlar, imkânlar… Bakımından denk olmadığımız güçlere karşı nasıl zafer kazandığımıza da mutlaka değinmeliyiz.
Bizim bu zaferi kazanmamızda bence en büyük pay Şehadet aşkıyla yanıp tutuşan, savaşa değil ölüme koşan neferlerimizin olması.
O zaman bu ruhu, duyguyu mutlaka korumamız, yaşatmamız gerekir diye düşünüyorum.
İkinci bir önemli neden memleketin her köşesinden imkânsızlıklar içinde vatanını koruma arzusuyla gelen milletin örnek birlik ve beraberliği.
Bu birlik ve beraberliğin de mutlaka devamının sağlanması gerektiğini düşünüyorum.
Zamanımızda ülkeleri işgal eden, yönetimlerini ele geçirenlerin en önemli taktiklerinden birisinin “BÖL, PARÇALA, YÖNET” stratejisi olduğunu unutmamalıyız.
Vatanımıza, birliğimize, beraberliğimize kastedenlere karşı ne olursa olsun yekvücut hareket etmeliyiz.
Kazanmamız imkânsız gibi görünen, düşmanın her şekilde kazanacağına inandığı bir savaşı bizim kazanmamızın ana nedenlerini sizce düşman kuvvetleri yıllar içerisinde analiz etmedi mi zannediyorsunuz?
Emin olun bizden daha çok düşünüp, daha çok analiz yaptılar.
Ve netice de şu karara, kanaate vardılar diye düşünüyorum.
Bu milletin göğsünde bu iman oldukça yenme şansımız yok.
O zaman bu iman bizim baş düşmanımız dediler.
İkinci olarak bu milletin birliktelik ruhunu yok etmeliyiz dediler.
Aralarına nifak tohumları, ekmeli, birbirlerine düşman etmeliyiz dediler.
Son yüzyılda uğraştığımız şeylere bakarsak bunu çok iyi anlarız.
Milli manevi değerlerimize yapılan saldırılar ve bizi birbirimize düşürmek için oynanan oyunlar hep başrolde değil mi sorun olarak.
Bizi hangi devletin tehditleri korkutur sizce, hangi ülke savaş açarsa diye çekincemiz var, ya da açlık yoksulluk gibi kaygılarımız var mı?
Sizi korkutan, tedirgin eden aklınıza ne geliyorsa bir tartın lütfen.
Bizim bölünme tedirginliğimiz, iç karışıklıklar ve yok olmak üzere olan milli manevi değerlerimizden daha büyük bir tehdit, tehlike hissi var mı içinizde?
Benim yok!
Düşmanlarımız bizi bizden çok daha iyi bildiği için hep aynı noktalara saldırı yapıyorlar.
Bizdeki bu milli, manevi ruhu alırsan savaşacak adam bulamazsın.
Parayla canını tehlikeye atacak adamı bizde zor bulursun.
Bulsan bile daha fazlasını vereni bulurlarsa ne edeceğiz değil mi?
Biz birbirimize düşersek düşman pusuda her an fırsat bekliyor unutmayalım.
Ülkemiz toprakları üzerinde kaç devletin toprak hayali var biliyorsunuz.
Yunanistan, Ermenistan, İsrail bilinen ilk üç devlet.
Bunların bir de destekçileri var.
Yunanistan’ın ABD, Ermenistan’ın Rusya, İsrail’in İngiltere.
Demek istediğim bu küçük devletler bize bir şey yapamaz duygusuyla hareket etmemeliyiz.
Bizim güçlü bir devlet olmamızı istemeyen büyük devletler her fırsatta bu küçük devletleri destekleyeceklerdir.
Sözün özü dostlar.
Ülke içerisinde kimi severseniz sevin, kime oy verirseniz verin, ama bu iki değerimize kasteden hiçbir kimseye destek vermeyin.
Bizim millet olarak ayakta kalmamızın yegâne sebebi bu iki şeydir.
Milli, manevi değerlerimiz ve Birlik beraberliğimiz.
Bu iki değeri bizden aldığınızda kupkuru kalabalıklar topluluğuna dönüşürüz.
Ne diyor İstiklal Şairimiz:
Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,
Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmıyyeti şeytan mı sokan zihninize?
...
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
…
işte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti!
işte Irak'ı da taksim ediyorlar şimdi.
…
Şiirin tamamını okumanız tavsiyesiyle;
Ramazan-ı Şerifimiz Hayırlı, Mübarek Olsun.
Selam ve dua ile kalın sağlıcakla.
