Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Mehmet Ali AYDIN


ÇOCUKLARIMIZ BİZDEN ŞİKAYETÇİ OLUR MU?

ÇOCUKLARIMIZ BİZDEN ŞİKAYETÇİ OLUR MU?


Dünya hayatından elimizden geldiğince bir dediğini iki etmediğimiz çocuklarımıza acaba gerçekten görevimizi layıkıyla yerine getiriyor muyuz? Aslında üzerinde çok düşünmemiz gereken konuların başında bu gelmelidir. Her gün insan davranışı olmayan dehşet, saldırı, tecavüz, şiddet ve benzeri vahşi hayvan davranışları sergileyenler de bir anne ve babanın evladı değil mi?

Onları bu hayvani davranışlara iten nedenler nelerdir, onlara insan terbiyesi, eğitimi acaba yanlış mı verildi. Toplumda onu bu davranışa itecek nedenler neler olabilir? Bunlar üzerinde durulması gereken konular ve bir şeyler yanlış gidiyor ki, insanlar insanlıktan çıkıyorlar.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar. O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır. Herkes kendi derdine düşmüştür. (Abese Suresi 34-37. Ayetler) O gün hesap günü olsa gerek ve o gün insan en sevdiklerinden kaçacak. İnsan en sevdiklerinden niçin kaçsın ki, demek ki bir sorun var ve o sorun ne olabilir, düşünmek lazım. Zaten Yüce Allah Kuran-ı kerimin pek çok yerinde bizlere hitaben; Hiç düşünmez misiniz? Hiç akletmez misiniz? Hiç ibret almaz mısınız?” ikazlar yapmıyor mu?

Bu husus benim kafama takılıyor. Geleceği ve dünyalık eğitimi için gecemizi gündüzümüze kattığımız, bütün servetimizi yoluna harcadığımız evlatlarımızın bizi Allaha şikâyet edeceğini düşünmek ne kadar zor bir durum. Şikâyete neden olacak ne yaptık ki diye şimdiden düşünmek gerek.

Peygamberimiz (SAV): “Hiçbir kimse dünyada (İslami) eğitimlerini ihmal ettiği çoluk, çocuğunun cehaletinden daha büyük bir günah ile Allah’ın huzuruna varamaz bizi uyardığı güne doğru hızla yaklaşıyoruz ve evlatlarımızın hesabını en zor vereceğimiz imtihan günü bir gün karşımıza çıkacak. Bugünden hesabı nasıl vereceğimiz düşünmemiz gerekir galiba.

O gün yani hesap günü, kişinin yakasına ilk yapışacaklar ailesi ve çocukları olacaktır. Onlar anne ve babalarını Allah’ın Mahkeme-i Kübra’sında durdururlar ve derler ki: “Ey Rabbimiz! Bizim hakkımızı bunlardan al! Onlar bizim bilmediklerimiz, bize öğretmediler. Bilmediğimiz halde bize haram yedirdiler.

Ve şikayetler devam eder:

Ey Allah’ım! Bana her şeyi öğrettiler, bütün sınavlara hazırladılar, ama kimsenin kimseyi tanımadığı bu Ahiret sınavından hiç bahsetmediler. Şikayetçiyim!

Ey Allah’ım! Yıllarca onlarla aynı evde kaldım, bana bir gün bile namazdan bahsetmediler. Senin gönderdiğin kitaptan bahsetmediler. Peygamberimizin sünnetinden bahsetmediler. Beni bir defa bile sabah namazına davet etmediler, kaldırmadılar. Babam bir gün elimden tutup mescide götürmedi. Şikayetçiyim!

Ey Allah’ım! Yıllarca beraber kaldık, anne ve babam bana bir gün olsun tesettürden bahsetmediler. İffetten, hayadan ve namustan bahsetmediler. Şikayetçiyim!

Ey Allah’ım! Beni internetle aynı odaya kapattılar, sınırsız interneti olan telefonla, yüzlerce uydu kanalı olan televizyonlarla aynı oda da baş başa bıraktılar ama haram nedir, helal nedir öğretmediler. Şikayetçiyim!

Ey Allah’ım! Her akşam, istisnasız annemle, babamla, kardeşlerimle, eşlerin birbirlerini aldattığı, kimin kiminle ne yaptığı belli olmayan dizi ve filmleri, ahlaksızlığın diz boyu olduğu yarışmaları ve programları izledik. Bir gün olsun çocuğumuzun (çocuklarımızın) ahlakı bozulmasın, haramı örnek almasın demediler. Şikayetçiyim!

Ey Allah’ım! Evleneceğim kişiye il önce işini sordular, aşını sordular, maaşını sordular evini sordular, arabasını sordular ama imanını, ahlakını, namazını, orucunu ve dini hassasiyetini sormadılar. Beni bu beynamazın eline teslim ettiler. Şikayetçiyim!

Ey Allah’ım! Yıllarca başka şehirde üniversite de okudum, bir gün bile bu çocuk ne yapar, kiminle kalır, nerelere gider gelir demediler. Sadece bol bol harçlık gönderdiler ve bunları nerelerde harcadığıma bile bakmadılar. Gözleri benim diploma almama ve kariyer yapmama diktiler, başka bir şey görmediler. Beni bu günah bataklığına terk edip gittiler. Şikayetçiyim!

Yüce Allah böyleleri için Kur’an’da şöyle buyuruyor: De ki: Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet gününde hüsrana uğratanlardır. Uyanık olun! İşte bu apaçık hüsranın ta kendisidir. (Zümer suresi ayet 15)

Evlatlarımızın ve en yakınlarımızın bizden şikayetçi olacağı güne şimdiden hazırlıklarımızı yapalım, o gün geldiğinde pişmanlık fayda vermeyecektir. Herkes bu dünyadan orada dayanabileceği kadar ateş götürsün.

Lafın tamamı deliye söylenir!