En son yazımı yayın tarihinden 5 gün önce yazmış ve “Putin Nereye Koşuyor” başlığını atarak yazı işlerine atmıştım. Perşembe günü yayınlanan yazımı yazdığımda Putin henüz Rusya Halkına konuşma yapmamış ve Kısmi Seferberlik ilan etmemişti. Ukrayna-Rusya Savaşı olarak bahsediyor olsam da, aslında Rusya, halen dahi Savaş ilan etmediğinden yaklaşık 8 aydır cephede Ukraynalılara göre 50 bin askeri ölmüş iken bunu operasyon olarak adlandırıyor. Bu nedenle Kendi iç hukukuna göre Rezerv Askerlerini askere alamıyordu. Daha fazla dayanamayarak muhtemelen İşgal bölgelerinde daha önceden bağımsızlığını ilan eden iki devlet türetmişti. Şimdi ise bu devletler Rusya’ya bağlanmak için referandum yapacaklar. Ya da yaptırılacak. Sonucu belli olan referandum sonrası Donesk ve Luhansk bölgeleri i Rusya’ya bağlamış olacaklar. Ukrayna Ordu’su ise kendi topraklarını kurtarmaya çalışırken artık referandum sonrası Ruslara göre Rus Topraklarına saldırdıkları gerekçesi ile Ukrayna’ya Savaş ilan edecekleri anlaşılıyor. Kendilerince Savaş sebebini güya uluslar arası hukuka uydurmuş olacaklar.
Bundan sonra ne olur? Ukrayna’da Rusya, ABD ve NATO silahlarına karşı savaştı. Savaşmaya da devam ediyorlar. Bu süreçte Batı Rusya’yı sıkıştırdı. Rus Cepheleri Çöktü. Küresel üst aklın adamı olan Zelenski Ruslardan gelen savaşı durdurma ve ateşkes çağrılarına kulaklarını tıkayarak Halkıyla birlikte Ruslarla savaşmaya devam edeceklerini söylüyor. Ukrayna da ne kadar halk kaldı o da sorgulanabilir. Ancak Zelenski’ye bunları söyleten güç Putin’i Nükleer Silah kullandırmaya zorluyor. Putin “ Bu bir blöf değil” derken, Sırbistan Cumhurbaşkanı Halkını 3. Dünya savaşının yakın olduğu konusunda uyaracağını ve halkını hazırlıklı olmaya davet edeceğini açıkladı. İngiltere Putin’i dikkate almak gerektiğini söyledi. Bir çok Ülke 3. Dünya savaşının çok yaklaştığı konusunda alarma geçmiş durumda iken Nato genel sekreteri Rusya’nın pozisyonunda bir değişiklik görmediklerinden bahsediyor. Ukrayna’da Rusya’ya gel gel yapan Nato, gelmekte olan olası nükleer savaş için Dünya’yı uyutmaya devam ediyor. İran karıştı. Sebebini izlemişsinizdir. Ermenistan hangi akla hizmet, durduk yere ateşkesi ihlal edip, Can Azerbaycan mevzilerine tekrar saldırıya geçti? O aklı biliyoruz. Anlatmaya gerek var mı? Avrupa henüz Kışı yaşamaya başlamadı. Az daha bekleyin. Biraz daha havalar soğusun ve faturalar gitmeye başlasın. Avrupa Kentleri o zaman nasıl olacak hep birlikte göreceğiz. ABD’nin kuyruğuna takılmanın cezasını en fazla onlar çekecek. Türkiye ABD tarafından kuşatılırken bir Türkiye olarak resme bakarsanız hata edersiniz. ABD aynı zamanda Avrupa’yı da kuşattı. Doğu Avrupa’ya yapılan yığınaklarda namlular şu anda Doğu’ya dönük iken bir anda yönünü Batı’ya dönebilir. Bu haliyle Avrupa, ABD’nin stratejik esiri haline gelmiştir. Artık Avrupa’nın ABD’den bağımsız politikası mümkün değildir. Fransa, Almanya, İngiltere başı çekerek tüm Avrupa’yı çöküşe götürüyor. Şu anda bölgesinde en dinamik Ülke Türkiye, bağımsız siyasetiyle dikkati iyice çekerken, hızla gelişen savunma sanayi teknolojisiyle Batı için endişe kaynağı haline gelirken, önüne, Ege, Trakya, Akdeniz, Kıbrıs gibi meseleler için Yunanistan ile karşımıza çıkarlarken, Güneyde Suriye doğuda İran ve Ermenistan ile yüzleşmek zorunda kalmamız an meselesidir. NATO, Yunanistan’ı Türkiye’nin Ukrayna’sı yapmaya çok çalışıyor ve Yunan Basını resmen bu konuda akıl tutulması yaşıyor. Avrupa, ayrı akıl tutulması yaşıyor.
General Çamurun bahar aylarında Rus Ordusunun durdurulmasında oldukça etkili olduğu bir realitedir. Son bahar geldi ve yağmurlar başladı. Şimdi işlerin tekrar tersine dönüp Ukrayna Ordusunun önünde çamurun etkisini göreceğiz. Ben açık söyleyeceğim al-i menfaatimiz gereği Rusların bu savaştaki çöküşünü önceden gördüm, fakat hiç öyle olmasını istemedim. Savaşın kısa sürmesini ve bir an önce masaya oturarak anlaşmalarını çok istedim. Bununda imkânsız olduğunu biliyordum. Bir ümit bekledim. Olmadı, olmuyor. Şimdi ise yeni katılan askerler ile birlikte savaş bölgesinde her iki taraf için katliam yaşanacağını görüyorum. Sadece orada kalırı mı? Kalmaz. Bizim rahat etmemiz için Ümidimiz ÇİN’dedir. Tayvan’a girmeleri ABD ve Batı’ya karşı bizi rahatlatır. Çin’in harekete geçmesi geciktikçe, ABD ve AB baskısıyla daha da fazla yüzleşmek zorunda kalacağız. Dünya çöküşe giderken Türk Dünyası, Dünya’nın ümididir. Bu ayrı bir stratejik hattır. Hayatta olursak görmeyi hayal ediyorum.
İsterim ki Dünya çöküşe gitmez. Fakat gidişat hiç öyle değil. Ancak Dünya çöküşe giderken, Türk Dünyası. Dünya’nın geri kalanının kurtuluşuna namzettir. Siz yine de kuru gıda maddelerini fazla bulundurun. Ne olur, ne olmaz. Kalın sağlıcakla…