Değerli okurlar, yaklaşık 10 yıldır yazıyorum, daha öncesinden beni takibe alanlar bu sloganımı bilirler. Savunma sanayindeki gelişmelere ilişkin yazımı bu sloganla bitiriyordum. Vaktimiz az zaman lehimize ilerliyor, ne yapılıyorsa, ne geliştiriliyorsa Daha Çabuk, Daha Hızlı, Hemen! Diyordum. Bunu tüm coşkumla söylemeye devam ettim.
Bize verilmeyen, F-35 Savaş uçağına karşı çıkanlardan biri de benim. Havacılık bilgisine sahip değilim fakat bir akşam bu uçağın hızı nedir, kapasitesi nedir araştırdığım da bana çok kapasiteli bir uçak izlenimi vermedi. Tipine baktığımda koca göbekli hantal bir uçağın bu kadar şişirilmesini ise garipsemiştim. Efendim F-35 bir uçaktan ziyade bir uçan bilgisayarmış, eskisi gibi it dalaşı olmuyormuş uzaktan tespit edip radara yakalanmadan rakip uçak yaklaşamadan işini bitiriyormuş vs. S-400 olayı patladığında aynen yazmıştım. Türkiye S-400’den geri adım atmamalı, kesinlikle bu hava savunma sistemine sahip olmalıyız zira o günlerde Suriye’deki PKK ‘ya on binlerce silah ve mühimmat yağıyorken bu Ordu kime karşı kuruluyor diyerek sürekli gündemde tutmaya çalıştım. Hedef Türkiye idi. Bu konuları 2015’lerde işlemeye başlamıştım. 2018’lerde S-400 gündeme oturmaya başlayınca bu sistemi inadına almalıyız diyenlerdenim. Hala bu fikrimi savunuyorum. O günlerden bugünlere köprünün altından çok sular aktı. Türkiye çok yol aldı. Herhalde 2024 yılının nirvanası KAAN Milli Muharip Uçağının uçmasıdır. Hepsini tek tek yazmaya gerek yok, herkes görüyordur, ancak bu uçak gerçek anlamda Türkiye için olumlu anlamda yazıyorum, bulunmuş olduğu coğrafyada jeopolitik konumunda geriye dönülemez şekilde stratejik bir kırılma yaratmıştır. Elbetteki bu sürecin yürütülmesi bu iktidara nasip olmuştur ve bu başarılarıyla şahsım bir Kuva-i Milliyeci olarak iftihar etmelerinden asla gocunmayacağım. Çok iyi oldu. Ancak yapılacak ve gidilecek çok yol var. Henüz bu uçak Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine girmedi. Girmesi de çok uzun zaman alacak. Her türlü medyanın her türlü kısmında yapılan, geliştirilen çok silah sistemi anlamında oldukça fazla materyaller paylaşılıyor. Bunların Ülkemizde yapılıyor olması elbette hayati önemdedir. Çok değerlidir. Fakat bunların Ordumuzun envanterine kazandırılması, kullanıcılarının eğitimlerinin tam olması, muharebeye hazır olması ayrıca çok zaman alan bir faaliyettir. Yapmış olmamız demek her şeyin bitmiş olması demek değildir. Pilotların, bakımcıların, yetişmesi en az 1,5-2 yıl alan bir süredir. Hele ki teknisyenlerin yetişmesi çok uzun yıllara yayılan bir süredir. O nedenle daha tamam değiliz. Yapılacak çok iş, gidilecek çok yol var. O nedenle, ne yapılyorsa, bilmediğimiz daha neler geliştiriliyorsa, yine söylüyorum. Vaktimiz çok az. Daha Fazla, Daha Çabuk, Hemen!
Bu başarıların ortaya çıkmasında, çaycısından, ahçısna, hizmetlisine, teknikerine, mühendisine, bürokratından siyasetçisine her kimin emeği var ise Vatan onlara minnettardır. Hepsinden Allah Razı olsun. Bu konu Siyaset Üstüdür. Bu konuyu siyasete bağlayıp eleştirmek veya bu konudan oy devşirmekte ihanettir. Her ikisi de birlik ve beraberliğimize vurulan en büyük darbedir. Bu vizyonun sadece bu siyasi anlayıştan çıktığına inanmamam için oldukça fazla sebeplerim vardır. Liyakatın yok sayıldığı, müptezelliğin muteber olduğu, Siyasallaşan ve cemaatleşen din anlayışı, zenginleşen partizanlık, apış arasına sıkıştırılan din bilgisi, hukuku bitiren, mafyalaşan ve mafyalaştıkça daha da azgınlaşan, yolsuzluğu teşvik eden, vizyon mu bunu başardı? Hayır efendim, en az 7000 yıllık, Türk Kültürü, daha da fazla olmasına rağmen yazılı kaynaklarca en az 2800 yıllık geçmişi olan Türk Devlet aklı bunu başarmıştır ve başarmaya devam edecektir. 21. Yüzyıl Türklüğün yükselişe geçtiği yüzyıl olarak tarihe geçecektir. Milletimiz şunu hala anlamakta güçlük çekiyor, hükümet başka, iktidar başka DEVLET başkadır. Ayrılıkçı olmayan iktidarı da, muhalefeti de bu Milletin Çocuklarıdır. Bir dört yıl daha bu iktidarla yürüyeceğiz. Bu iktidar değişirse bunlar durur mu? Bu nasıl beyin yıkanmasıdır? 1974 yılında Kıbrıs Harekatını yaptık. Bu süre içinde, sağdan soldan bir sürü iktidar değişti. Kıbrıs’ta ne değişti? Söyleyeyim, Kıbrıs Harekatını gerçekleştiren koalisyon hükümetinin ortağı Rahmetli Erbakan Hocamızın çırağı, 2005 yılında az kaldı Kıbrıs’ı iade ediyordu. Çok büyük hataydı. O yüzden bu ülkenin gerçek evlatlarına, iktidarına muhalefetine güvenin. Hepsi de biziz. Bu kadar parti militanı olmak bu ülkenin birlik ve beraberliğine çok zarar veriyor. Ben değil, Biz varız, Türkiye var.
Türkiye için Taş üstüne taş koyan herkesten Allah Razı olsun. Kalın sağlıcakla.