Bugün, 21 Kasım 2024 Perşembe

Taner ÇELENK


DERDİMİZ DÜNYA OLDUĞUNDAN HİÇ BİTMİYOR DERDİMİZ

DERDİMİZ DÜNYA OLDUĞUNDAN HİÇ BİTMİYOR DERDİMİZ


 

Başlığımızla direk alakası olduğu için Yunus Emre Hazret ’in bir sözüyle başlayalım bu haftaki yazımıza.

“Derdi Dünya Olanın Dünya Kadar Derdi Olur.” 

Asırlar öncesinden söylenmiş olmasına rağmen günümüzdeki geçerliliği yadsınmaz bir gerçek.

Hayat o kadar hızlı bir şekilde ilerliyor ki günleri, ayları geçtik yılları takip edemez olduk.

İşte bir miladi yılın daha sonuna yaklaşıyoruz.

Ne ara geldi ve geçti 2023 anlayan beri gelsin.

Zamanın su gibi aktığı dünyamızı dünyalık dertlerle doldurup doldurup taşırıyoruz.

Sorup soruşturun etrafınıza.

Benim hiçbir derdim yok diyen bir aklı başında adam var ise sarılın ellerine, öpün eteklerini.

O, ya velidir, ya meczup.

Dinleyin derdi olanların dertlerini hepsi de dünyalık maalesef.

Misafir olarak geldiğimiz şu fani âleme ne çok değer yükledik.

Düşünün bir yere misafir gittiniz.

Misafir gittiğiniz evdeki ne size aittir ki?

Ev sahibinin evine şöyle bir bakınıp, inceleyip yiyeceğinizi yer, içeceğinizi içer çeker gidersiniz değil mi?

Evdeki oturma düzenini, evin boyasının rengini, eşyaların kalitesini... dert etmezsiniz değil mi?

Dünyada misafiriz dostlar!

Bize ait ne var ki?

Kazandım, kaybettim, benim dediğin ve bırakıp gitmeyeceğin bir tane şey varsa buyur söyle.

Karun’un hazineleri senin olsa bırakıp gideceksin.

Ya da hangi makam, mevki sana baki kalacak.

Mal, mülk, makam, mevki, güzellik… hepsi geri alınmak üzere bizlere verildi dostlar.

O zaman bu neyin derdi, telaşımız ne, kaygımız ne?

Dünya kadar derdi bu küçücük gövdelere nasıl yüklüyor ve hala mutlu olacağımızı zannediyoruz.

Dünyada mutluluk yok; dünya, çile, gam, keder, imtihan yurdu bilmiyor muyuz?

Ha! dünyada çalışmayalım mı, paramız olmasın mı?

Dünyada elbette çalışalım ama dünya için değil!

Zengin olmayalım mı?

Elbette olalım ama Zekâtımızı verelim, fakir fukarayı koruyalım, işçimizin hakkını gözetelim, gösterişten, şatafattan, israftan, daha çok kazanma hırsından, ya da kaybetme korkusundan kaçınalım…

Şeb-i Arûs (düğün gecesi)’ unun 748. Yılında Hz. Mevlana’yı anmadan olmaz.

Allah ondan razı olsun.

Mekânı Cennettir İnşaallah, şefaatine Rabbim yine izniyle hepimizi nail eylesin İnşaallah.

Ne diyor Hazret: “Dünya deniz gibidir, sen gemisin. 

Altındadır deniz ve sen üstünde seyahat edeceksin ve selamet sahiline (İnşaallah Ahirette Cennete) çıkacaksın.

Ama dikkat et; O su, altındayken böyle; eğer içine girerse gemiyi batırır.”

Dünya ile münasebetimiz böyle olacak, sevgisini kalbimize koymadığımız sürece sorun yok dostlar.

Yine büyüklerimiz derdi: “Paranın yeri ceptir.”

Yani cepten çıkıp kalbe girerse işte o zaman sorundur.

Paraya ya da dünyalığa kalpte yer yok.

Efendimiz (SAV) bir hadisinde şöyle buyurur: “Dünyanın Allah indinde bir sinek kanadı kadar değeri olsaydı, ondan kâfire bir yudum su dahi içirmezdi.” (Tirmizi)

Düşünün çöpe attığınız bir eşyayı kim aldı acaba diye düşünür müsünüz?

Teşbihte hata olmaz İnşaallah Cenab-ı Hak için dünya aynen öyle?

Kendisine düşmanlık eden kâfirin bile nasiplenmesi umurunda değil.

Çünkü değersiz, önemsiz, çöp… O’nun için.

O zaman dünya, Ahiret dengesini iyi kurmalısın ey nefsim.

Bir kalp hem iyiyi hem kötüyü, hem zehri hem balı, hem dünyayı hem ahireti sevemez.

Zıtlar aynı anda sevilmez.

Ne mutlu dünyayı bir misafir gibi, göz ucuyla seyredip, dudak bükerek geçip gidebilenlere.

Ne mutlu dünyayı ahireti için bir meta gibi, mal gibi kullanıp sevmeyenlere…

Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…

 

 

 

 

 

 

 

,