Bugün, 14 Haziran 2025 Cumartesi

Muzaffer GÜNAY


DEVEYİ HAVUDUYLA YUTMAK

DEVEYİ HAVUDUYLA YUTMAK


 

Bu deyimi bilmeyen, duymayan yoktur. Günlük dilde çok sık kullanılır. 

Bu deyimde geçen 'Havuduyla" kelimesinin bazen yanlış telaffuz edilerek "Amuduyla" şeklinde kullanıldığına zaman zaman tanık olduğumu ifade etmeliyim. 

Havud, semeri ile birlikte deveye denir. 

"Havuduyla deveyi yutmak', deyimi, haram, helal gözetmeden para ve mal biriktirenler için kullanılır. Gelsin de nereden ve nasıl gelirse gelsin, ister meşru olsun, ister olmasın. Hiç önemli değildir. 

Yeter ki gelsin.. Kaynağı, adresi önemli değildir.

Karun gibi olmak, böylelerinin yegane emelidir. 

Tarih boyunca Karunlar hiç eksik olmamıştır yeryüzünden. 

Karun, sınırsız servetin prototipidir. Her çağda ve hemen her ülkede Karunlar olagelmiştir ve kıyamete kadar da devam edip gidecektir. 

Meşru yöntemlerle zengin olmak, elbette normaldir. Buna hiç kimse kem gözle bakmaz. Hele ki, muhtaçlara, yetimlere, yolda kalmışlara, borçlulara yardım eden servet sahipleri, ümmetin emniyet sübabı mesabesindedir diyebiliriz. 

Toplumsal hayatta ekonomik ve ticari denge, sosyal huzurun olmazsa olmazıdır. Toplumdan evvel ailenin ekonomi çarkının tıkır tıkır yürümesi lazım. Aile, toplumsal birlikteliğin omurgasıdır. 

Sırf biriktirmek için para kazanmanın ahlaki ve sosyal normlara aykırı düştüğünü söylemeye gerek bile yok. 

Neticede her insanın yaşamak için paraya ihtiyacı var. Mesela, para olmadan eve bir ekmek bile almak hayal olur. 

Helal yollarla servet sahibi olanlar, her türlü saygıya layık insanlardır. Ama, helalinden kazanmakla iş bitmez. Sahip olunan servetin atıl tutulması ( çalıştırılmaması ) İslam'da yasaktır. Para, piyasanın canlılığını sağlar. Para yoksa, bir köy pazarı bile kurulamaz. Günlük hayatın olağan olarak sürmesi, ekonominin bir biçimde canlı olmasına bağlıdır.

Cimri insan makbul insan değildir. Topluma faydası olmaz çünkü. Aynı şekilde savurgan da, makbul insan değildir. Kur'an, savurgan kişinin Şeytanın kardeşi olduğunu beyan eder. 

İsraf ve cimrilik. Biri, ölçüsüz harcama, diğeri ölçüsüz kısıtlama.. İkisi de kemirgen gibidir. Kendi haline bırakılırsa, hem baştan, hem kuyruktan zehir püskürten ejderha vahşiliği ile piyasayı, dolayısıyla toplumu darmadağın eder. 

İslam, para biriktirmeyi onaylamaz. Çünkü, bu takdirde para bir işe yaramaz. Pazar ekonomisinin can damarı sıcak paradır. 

Çok kazanıp çok harcamak, bir tercih işidir. Ne ki, doğru değildir. İktisat, en sağlam yöntemdir. 

Sermaye sahiplerinin ekonominin canlı veya durağan olmasında önemli rolleri olduğu malum. Faiz belasının devrede olduğu toplumlarda ticari hayat, canlı olmaz. Bedavadan para kazanmak dururken riske girmek istemez insanlar. Bankalar, ne güne duruyor.. 

Konuyu biraz dağıttığımın farkındayım. 

Bitiş cümlesi şöyle olsun:

Parayı putlaştırmak, hayatı felç eder.