Bugün, 17 Kasım 2025 Pazartesi

Abdullah ALTAŞ


DİNİN, KÜLTÜR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ!

DİNİN, KÜLTÜR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ!


 

Kültür kelimesinin çok çeşitli tanımları yapılmakla birlikte bugün en anlayacağımız en pratik tanımı şudur. "Yaşam biçimi! "

Yaşam biçiminin içinde "maddi unsurlar" olduğu gibi "manevi unsurlar" da söz konusu dur. Tüm milletler ve uluslar yaşam biçimi içinde "manevi unsurlar" a daha ayrı bir önem vermektedir. Manevi değerleri oluşturan dini değerlerdir. Peki, neden tüm uluslar dini değerleri ön sırada tutmakta ona değer vermektedir? 

Teknoloji, insanı mutlu etmede, insanın zor hayat şartları içinde yaşarken karşılaştığı sıkıntıları teselli etmede, insanın hastalık ve ölüm gibi çaresiz kaldığı durumlarda yetersiz kalmaktadır. Ayrıca insanın ebedi ve sonsuz olma arzusuna sadece din cevap vermekte, sonsuz bir hayatı din vaad etmektedir. Onun için tüm ulusların yaşam biçiminde din ön plandadır. Din, milletlerin kültürüne, yani yaşam biçimine etki etmede ve yönlendirici bir görev görmektedir. 

Yaşam biçiminin tüm boyutlarında yaratıcıyı memnun etmek, bunun karşılığında da kendisinin memnun olacağı şeyleri, dünya hayatında kendisini korumayı, öbür dünyada da sonsuz bir hayata kavuşturmayı yaratıcıdan istemek... Bunu ancak din sağlayabilir... Onun için tüm uluslar kendi dinlerine saygıyı birinci sırada tutarlar... Bunda utanılacak bir şey söz konusu değildir. 

Gündelik yaşantımızın her boyutunda dini motifleri görmekteyiz. Mesela gündelik konuşmalarımızda... "Allah korusun"  "Allah rahatlık versin" "Allah göstermesin" "Allah kolaylık versin"  "Allah 'a emanet" bunun gibi daha çok örnekler vardır. Yaptığımız konuşma ve iletişimlerde kurduğumuz bu  cümleler bizleri manevi olarak tatmin etmektedir. 

Yeni doğan çocuklarımıza isim verirken, dinimize uygun, anlamı güzel olan adlar seçme gayreti içinde oluruz. 

Müziğimizde ve onun icrasında geçen "Allah" "Kader" "Mahşer" "Melek" "Affetmek" gibi sözcükler müziğimize yerleşmiş, dinleyenleri duygulandıran dini motiflerdendir. 

Camilerimizde, türbelerde de hatta evlerimizde bile dini motiflerimizin işaretlerini görmekteyiz... 

Mezarlıklarımızda selvi ağacının yapısı itibariyle Allah'ın bir olduğunu hatırlattığı için atalarımız tarafından işlendiğini görmekteyiz.. 

Örf ve adetlerimizde de dini motifleri görmekteyiz.

Kişinin ibadeti az olsun veya çok olsun, herbirimiz en çok saygı duyduğumuz, dinimizin motiflerini yaşantımızın her alanında gösterir, Allah’ı memnun etmeye, aynı zamanda kendimizi mutlu etmeye çalışırız. 

Bu durum, bizim kendi dinimiz, dinimizin yönlendirdiği yaşam biçimimiz, kültürümüz için nasıl böyleyse , muhtemel ki, diğer uluslar içinde aynen böyledir... 

Bu durum, kültür farklılığı, ulusları birbirinden ayıran bir özellik arzeder. Ülkemizde maalesef, bilinçli olarak, bazende özenti olarak bilinçsizce diğer ulusların, onların dininden kaynaklanan ve bu kaynağın meydana getirdiği yaşam biçimine göre hareket eden onların inanış ve kültür motiflerini yaşam biçiminin her alanına boyutuna koyan bunu özümsemiş ve Avrupalı gibi, Amerikalı gibi  düşünen ve yaşayan  "Türk" olarak adlandırılan çok sayıda insan vardır.   Bu tarz kültür ve yaşam biçimine sahip olanların zamanla ne "Türklükle" ne de "İslamla"  alakası   kalmaktadır. Bunlar zamanla, özümsediği Batı kültürüne göre "Türkiye" ye bakmakta ona göre hareket etmektedir. Artık o bir Avrupalı olmuş Türkiye hassasiyeti maalesef kalmamıştır..

Sahada durum bu şekilde gözükmektedir...