Çevre kirlilikleri doğaya ve çevremize doğrudan zarar veriyor.
Doğada ve çevremizde yaşamını sürdüren tüm canlılar zarar görüyor.
İnsan olarak yarattığımız kirliliği denizlerimize, ovalarımıza, şehirlerde ki kaldırım taşlarına, özellikle yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte piknik yaptığımız alanlarda çöpleri, çöp kovasına değil de çevreye atmaya kadar olayı çok ileri seviyelere taşıdık. Bu kadar sorumsuzluk karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum.
Ormanlarda yapılan pikniklerde yaktığımız ateşi iyice söndürmek ise büyük önem taşıyor.
Havalar ısındı artık içeride kaldığımız günler bizleri bunalttığı için kendimizi doğanın içine atmaya başladık. Mangal dönemi başladı, pikniğe poşetlerle dolu dolu gidiyoruz. Ama çoğu kişinin ise çöplerini ardı sıra bıraktıklarına da şahit oluyoruz. Bu çok acı bir durum…
Naylon poşetler ve plastik atıklar yüzünden çevre ve doğamız zarar görüyor. Sahi çöpleri çöp kutularına atsak, çevremizi, doğamızı temiz tutsak daha iyi olmaz mı?
Toprağa, suya, havaya ve doğal yaşam alanlarına zarar vermeden, onları koruyarak ve temiz tutarak gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakmak hepimizin ortak sorumluluğu… Gelin bu sorumluluğu hepimiz hakkıyla yerine getirelim…
Özellikle plastik atıkların denizleri ve toprakları kirletmesi, biyoçeşitliliği olumsuz etkiliyor ve ekosistemlere zarar veriyor. Bu durum sadece doğal yaşamı değil, aynı zamanda insan sağlığını da tehdit ediyor. Hava kirliliği ise solunum yolu hastalıklarına, astım ve alerji gibi sorunlara yol açıyor ve yaşam kalitesini düşürüyor.
Bizler doğaya ve çevremize karşı ne kadar duyarlı olursak, doğa ve çevremiz temiz kalır...
Ağaçlar kesildikçe oksijen azalıyor. Ağaçları kesmek yerine birer fidan dikip doğayı yeşillendirelim.
Doğaya ve çevremizi temiz tutmak bizim asli görevimizdir. Unutmayalım ki, doğanın insana değil insanın doğaya ihtiyacı vardır...
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle… Hoşçakalın…
